Engellilerin gündemi (29. bölüm)
Engellilerin Gündemi programının 29. bölümünde Emre Taşgın, son iki hafta içinde basında ve sivil toplumda engellilik alanında konuşulan önemli gelişmeleri tartışıyor.
İsrail-Filistin Savaşı ve Hasan Nasrallah Suikasti
Programda ilk olarak İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların engellilere yönelik etkileri ele alınıyor. Özellikle 7 Ekim’de yeniden şiddetlenen savaşın engelli bireyler üzerindeki yıkıcı sonuçlarına dikkat çekiliyor. İsrail ve Filistin’de, savaş sırasında patlayıcıların engellilerin bulunduğu bölgelere yerleştirilmesi ve savaş sırasında engelli hale gelen sivillerin sayısındaki artış üzerinde duruluyor. Emre Taşgın, savaşın sadece doğrudan çatışmalarla değil, dolaylı etkilerle de engelliler açısından ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Bunun yanı sıra, İsrail Savunma Kuvvetleri bünyesinde bulunan ve otizmli bireylerden oluşan 9900 biriminin, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın suikastinde oynadığı rol tartışılıyor. Bu birimde görev yapan otizmli bireylerin, gönüllü olarak uydu görüntüleri ve istihbarat verilerini analiz ettiği, savaş alanında aktif olarak yer almasalar bile kritik bir rol üstlendikleri belirtiliyor. Programda, bu otizmli bireylerin askerlik hizmetinden muaf olmalarına rağmen gönüllü olarak çalıştıkları vurgulanıyor. Programda bu gelişme, Türkiye’deki otizmli bireylerin toplumsal hayatta karşılaştıkları dışlanma ve ayrımcılıkla kıyaslanıyor. Türkiye’de otizmli bireylerin eğitim ve sosyal hayatta sıklıkla dışlandığı, hatta şiddete maruz kaldıkları ifade ediliyor. İsrail’in otizmli bireylerin yeteneklerini savaş teknolojisinde kullanma biçimi eleştirilse de, her bireyin yeteneklerine göre değerlendirilebileceği bir sistemin Türkiye’de de uygulanması gerektiği savunuluyor. Özellikle, bu bireylerin savaş dışında, yazılım ve teknoloji gibi alanlarda da değerlendirilmesinin önemine dikkat çekiliyor. Taşgın, İsrail’in otizmli bireylerin yeteneklerinden faydalanarak onları topluma kazandırmayı başardığını vurguluyor. Türkiye’de de engellilerin topluma katkıda bulunmalarını sağlayacak yolların aranmasının önemi ile bu bireylerin yeteneklerinin göz ardı edilmemesi gerektiği ifade ediliyor.
Osmaniye’de Sosyal Deney ve İşaret Dili Farkındalığı
Programda Osmaniye’de Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir sosyal deney üzerinde duruluyor. Bu deney, işaret dili farkındalığını artırmayı hedefliyor. Bir alışveriş merkezinde gerçekleştirilen deneyde, işaret dili kullanarak AVM’deki insanlara sorular yöneltiliyor. Çoğu kişinin bu soruları anlayamaması üzerine kendilerine, işaret dilinin önemini anlatan broşürler ve afişler veriliyor. Deneyin amacı, toplumda işitme engellilerin yaşadığı iletişim zorluklarını daha görünür hale getirmek ve insanları işaret dili öğrenmeye teşvik etmek. Taşgın, empati parkurları gibi engelli bireylerin yaşadığı zorlukları simüle eden etkinliklere kıyasla, bu sosyal deneyin daha anlamlı ve etkili olduğunu savunuyor. Parkurlarda göz bağlayarak görme engelli bireylerin yaşadığı zorlukların gösterilmeye çalışılması gibi yöntemlerin yüzeysel kalabileceğini belirtiyor. Oysa bu tür bir sosyal deneyin, insanlara işitme engellilerin günlük hayatlarında karşılaştıkları iletişim sorunlarını daha doğrudan deneyimletmesi açısından önemli olduğu ifade ediliyor. Deney, işaret dilinin öğrenilmesi gerektiğini ve toplumda daha yaygın kullanılmasının iletişimdeki engelleri azaltabileceğini gösteriyor.
Anadolu Jet’te Engelli İndirimi
Programda, Anadolu Jet’in engelli yolculara yönelik sunduğu yeni indirimli bilet alma imkânlarına dair bir gelişme detaylı bir şekilde ele alınıyor. Daha önce sadece çağrı merkezi aracılığıyla alınabilen indirimli uçak biletleri, artık Anadolu Jet’in web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden de satın alınabilir hale gelmiş durumda. Bu yenilik, engelli yolcuların bilet alım sürecinde daha fazla kolaylık ve erişim imkânı sunuyor. Yeni düzenlemeyle, engelli vatandaşlar, yurtiçi uçuşlarda %20, yurtdışı Türkiye çıkışlı ve varışlı uçuşlarda ise %25’e varan indirimlerden faydalanabiliyor. Bu indirimler, şehit yakınları ve gaziler gibi diğer yolcular için de geçerli. Programda, bu gelişme olumlu bir adım olarak değerlendirilirken, erişilebilirlik açısından bazı kritik sorular gündeme getiriliyor. Taşgın, kendisi de görme engelli bir birey olarak, web sitesi ve mobil uygulamanın ekran okuyucu yazılımlarla ne kadar uyumlu olduğunu merak ettiğini dile getiriyor. Engelli kullanıcılar için dijital erişilebilirlik önem taşıdığından, bu platformların ekran okuyucularla test edilmesi gerektiğini vurguluyor. Kullanıcı deneyiminin iyileştirilmesi açısından bu testlerin sonucunun belirleyici olacağını ifade ediyor ve izleyicilerden bu konuda deneyimlerini paylaşmalarını istiyor.
Eskişehir’de Engelli Çocuğa Cinsel İstismar
Türkiye genelinde engelli bireylere yönelik cinsel istismar vakaları detaylı bir şekilde ele alınıyor. Taşgın, bu tür vakaların giderek artan bir şekilde kamuoyunun gündemine geldiğini, ancak geçmişte de böyle olayların yaşandığını ancak yeterince görünür olmadığını vurguluyor. Son basına yansıyan olay Eskişehir’de yaşandı. 17 yaşındaki engelli bir çocuğun yabancı uyruklu bir zanlı tarafından cinsel istismara uğradığı iddiasıyla başlatılan soruşturma son zamanlarda en fazla konuşulan konular arasında. Soruşturma kapsamında zanlı ve mağdurun annesi ile üvey babası gözaltına alınmış durumda. Türkiye genelinde cinsel istismara uğrayan engelli bireylerin karşılaştığı hukuki ve sosyal sorunların altı çiziliyor. Bu tür vakaların takip edilmesi gerektiği, hem engelli bireylerle ilgili çalışan sivil toplum kuruluşları hem de kadın ve çocuk hakları savunucuları tarafından daha fazla gündeme getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Engellilere yönelik cinsel istismar vakalarının sayısının mı yoksa görünürlüğünün mü arttığı konusunda tartışmalar da yer alıyor. Taşgın, istismar vakalarının daha fazla raporlanmasının önemine dikkat çekiyor ve sivil toplum örgütlerinin bu vakaların takipçisi olmasının gerekliliğini vurguluyor. Ancak sadece sivil toplumun çabalarının yeterli olmayacağını, kamu kurumlarının da daha etkin tedbirler alması ve bu vakalarda cezai yaptırımların kararlı bir şekilde uygulanması gerektiğini belirtiyor. Taşgın, cinsel istismar vakalarında adaletin yerini bulması için cezaların hafifletilmemesi gerektiğini savunuyor.
İstanbul’da Engelli Bireylere Yönelik Şiddet Vakaları ve Bakımevleri
Türkiye genelinde bakımevlerinde kalan engelli bireylere yönelik şiddet vakaları üzerine önemli bir tartışma yürütülüyor. Taşgın, engellilere yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin bakımevlerinde giderek daha fazla görünür hale geldiğini vurguluyor. Özellikle sosyal medya sayesinde bu tür olayların daha fazla gündeme geldiği belirtiliyor. Ancak bu durum, bakımevlerinde yaşanan şiddet ve kötü muamele olaylarının sayısının mı arttığı yoksa artık daha fazla mı raporlandığı sorusunu akla getiriyor. İstanbul’da yaşanan bir şiddet vakası örnek olarak ele alınıyor. Büyükçekmece’deki bir bakımevinde, hem otizmli hem de epilepsili ve işitme kaybı olan 7 yaşındaki bir çocuğa şiddet uygulandığı olay sosyal medyada yayıldıktan sonra büyük yankı uyandırmış. Bakımevi çalışanları tarafından çocuğun elleri ve ayakları bağlanmış ve bu anlar cep telefonuyla kaydedilerek sosyal medyada paylaşılmış. Bu görüntülerin yayılması üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından bakımevine inceleme başlatılmış ve sorumlu personeller göz altına alınıp serbest bırakılmış. Ancak Taşgın, bu tür olayların sosyal medyada gündem olmasa çoğu zaman fark edilmediğine dikkat çekiyor. Taşgın, bu olayın Türkiye’deki bakımevlerinin güvenilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yarattığını ifade ediyor. Özellikle bu tür kurumlarda kalan savunmasız bireylerin sık sık şiddet ve kötü muameleye maruz kaldıkları belirtiliyor. Programda, bakımevlerinin yeterince denetlenmemesi, personelin bu bireylere nasıl davranacağı konusunda eğitim eksikliği gibi sorunlara dikkat çekiliyor. Özellikle otizmli ve diğer engelli bireylerin bu tür kötü muameleye karşı savunmasız olabildikleri ve kendilerini ifade etmekte zorlandıkları vurgulanıyor. Programda, engelli bireylere yönelik şiddet vakalarında cezai yaptırımların hafif kaldığı eleştirisi yapılıyor. Taşgın, bu tür olaylarda sorumluların gözaltına alınmasına rağmen, çoğu zaman serbest bırakıldıklarını belirtiyor. Bu durumun, cezaların yeterince caydırıcı olmadığını gösterdiğini savunuyor. Engelli bireylere yönelik şiddet ve kötü muamele vakalarının münferit olaylar olmadığı, sistematik bir sorunun parçası olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle bakımevlerinde çalışan personelin eğitim alması, denetimlerin sıkılaştırılması ve cezai yaptırımların artırılması gerektiği vurgulanıyor. Taşgın, Türkiye’deki bakımevlerinin giderek daha güvensiz hale geldiğini ve bu tür kurumların ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Bu nedenle kişisel asistanlık modelleri, bakım sigortası gibi alternatiflerin hayata geçirilmesinin bir zorunluluk olduğunu savunuyor. Ayrıca, bakımevlerinde kalan bireylerin haklarının korunması ve şiddet vakalarının önüne geçilmesi için yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Muğla’daki Boğa Güreşi ve Engellilere Yardım Kampanyası
Muğla’da düzenlenen 21. Geleneksel Yeşilyurt Boğa Güreşi Festivali ve bu etkinlikten elde edilen gelirlerin engelliler ve maddi durumu yetersiz hastalar için kullanılması tartışılıyor. Festivalde elde edilen 1.200.000 TL’lik gelirin, maddi durumu yetersiz hastalar ve engelliler için kullanıldığı belirtiliyor. Bu gelirle, üç bedensel engelli bireye akülü tekerlekli sandalye sağlanmış ve SMA hastası çocukların tedavisine katkıda bulunulması için Muğla Valiliği’ne başvuruda bulunulmuş. Ayrıca, festivalde sahne alan sanatçı Tolga Çandar’ın da bu etkinlikten ücret almadığı, boğa sahipleri ve esnafların kazançlarından feragat ettiği ifade ediliyor. Taşgın, bu yardımların açık bir şekilde paylaşılmasını şeffaflık açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Ancak boğa güreşleri gibi hayvanları birbirine dövüştüren etkinliklerin gelir elde etmek için kullanılmasına karşı çıkıyor. Hayvanların zarar görmesine neden olan bu tür etkinliklerin sosyal sorumluluk projeleriyle ilişkilendirilmesini etik bulmadığını belirtiyor.