| |

YÖK’ün engelli öğrencilere dair istatistikleri yetersiz

2023 Engelsiz Üniversite Ödülleri töreninde konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, yükseköğretimdeki öğrenci sayısının 7 milyona ulaştığını ifade etti. YÖK’ün 2022 – 2023 eğitim – öğretim yılı verilerine göre 208 yükseköğretim kurumunda 6.950.142 öğrenci bulunuyor. Özvar konuşmasının devamında farklı engel düzeylerindeki engelli öğrenci sayısının 56 bin civarında olduğunu da söyledi. YÖK’ün istatistik.yok.gov.tr internet adresinde bulunan istatistiklere göre 54.206 engelli öğrenci üniversitelerde öğrenimini sürdürüyor. Ancak bu istatistiklerin ayrıştırılmış halde paylaşılması gerekiyor. Örneğin engelli öğrencilerin engel durumlarına, fakültelere ve öğrenim gördükleri bölümlere dağılım rakamlarını öğrenebilirsek güvenilir verilere dayalı politika önerilerinde bulunabiliriz. Bu arada yukarıda adresini verdiğim internet sayfasının erişilebilir olmadığını ve söz konusu bilgilere destek alarak ulaşabildiğimi de vurgulamak istiyorum.

EGED olarak 2014 ile 2017 yılları arasında Engelli Üniversite Öğrencileri İnisiyatifi adlı bir proje yürütmüştük. Hatta bir sivil toplum kuruluşunun yükseköğretim kademesindeki engelli öğrencileri merkeze alarak savunuculuk çalışmaları yürüttüğü ilk projeydi. Bu proje süresince engelli öğrenciler kendi sorunlarına kendileri çözümler geliştiriyor ve üniversitelerde uygulanması için çabalıyordu. Engelli öğrencilerden oluşan İnisiyatife daha sonra engelsiz öğrenciler de dahil olmuş ve ağ pandemi dönemine kadar farklı projelerle aktif çalışmalar yapmayı sürdürmüştü. Bugün bizim projemizden uyarlama yapılarak daha büyük hibe alan benzer temalı projeler yürütüldüğünü görüyorum. Konuya dönecek olursak, projenin gerçekleştiği yıllarda hem YÖK’e hem de üniversitelere bilgi edinme başvuruları yaparak yükseköğretim kademesindeki engelli öğrenci sayısını saptamaya çalışıyorduk. Elbette %100 doğru veriye ulaşabildiğimizi söyleyemem fakat o yıllarda bugün ile karşılaştırıldığında hem YÖK hem de üniversiteler istatistik paylaşmaya daha açıktı. Böylece öğrencilerin engel durumları ve öğrenim gördükleri fakülteler gibi alanlarda ayrıntılı verilere sahip olabiliyorduk. Gerçi  bilgi edinme başvurularımızdan bazı üniversiteler bunaldığını saklamaktan çekinmiyordu ama, demek ki eğitim ve engellilik odaklı sivil toplum kuruluşları olarak bir elimizin daima bu kurumların üzerinde olduğunu hissettirmek gerektiği anlaşılıyor.

Biz yine elimizdeki verilerle çıkarımlarda bulunmaya devam edelim. Özvar’ın konuşmasında vurguladığı önemli bir konu engelli öğrencilerin sadece %10’a yakınının örgün öğretime devam etmesi. Şüphesiz bunun en önemli nedenlerinden biri çoğu üniversitenin engelli öğrencilerin eşit şartlarda ve erişilebilir ortamlarda eğitim alabilmesini sağlayacak yeterli düzenlemeye sahip olmaması. Nitekim Özvar da aynı noktaya “Bu tercihin temel nedeni yüz yüze eğitim programlarında ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamamalarından kaynaklanmaktadır” sözleriyle değindi. Ancak geriye gittiğimizde çok farklı bir tablo karşımıza çıkıyor. 2015 – 2016 eğitim öğretim yılında elde ettiğimiz verilere göre  engelli öğrencilerin %59,4’ünün örgün öğretimi, %38,3’ünün açık öğretimi ve %2,1’inin de uzaktan eğitim fakültelerini tercih ettiği görülüyor. Yedi yıllık süre içerisinde alınan iki veri hiçbir şekilde örtüşmüyor. Geride bıraktığımız bu süre zarfında üniversite sayısı iki katına çıkmış, açık ve uzaktan eğitim fakülteleri sayıları ve kontenjanları artmış durumda. Ayrıca açık ve uzaktan eğitim fakültelerinden daha fazla veri alınabiliyor. Yine de veriler arası farklılığı açıklayabilmek için daha güçlü argümanlar gerekiyor. Bunun gibi tutarsız veriler ülkemizde engelliliğe ilişkin istatistiklerin güvenilirliğinin düşük olduğunu gösteriyor.

Özvar’ın paylaştığı bir diğer veri, engelli öğrencilerin yaklaşık üçte birinin kadınlardan oluşması. Nitekim YÖK’ün son istatistikleri de bu bilgiyi doğruluyor. YÖK verilerine göre Engelli üniversite öğrencilerinin 35.088’i erkek, 19.118’i kadınlardan oluşuyor. Engelli kadınların erkeklere göre hem engelli ve hem de kadın olmaktan kaynaklı çok yönlü ayrımcılık yaşadığı dikkate alındığında, bu oran çok da şaşırtıcı görülmüyor.

YÖK Engelli Öğrenci Komisyonu son yıllarda önemli çalışmalar yapsa da, istatistik paylaşımı konusunda yeterince açık değil. Bu ise farklı zamanlarda alınan verilere ihtiyatla yaklaşmamıza yol açıyor. Dolayısıyla ülkede üniversite öğrenimi gören engelli öğrenci sayısını net olarak saptamamız mümkün olmuyor. Ayrıca farklı engel gruplarına, öğrenim kademelerine ve fakültelere göre dağılım gibi detaylı bilgilere de gereksinim duyuluyor. Bu nedenle YÖK, engelli üniversite öğrencilerine dair kapsamlı verileri her eğitim öğretim yılında paylaşmayı süreklilik haline getirmeli. Bu sayede farklı paydaşlar üniversitelerde erişilebilirlik  düzenlemeleri yapılabilmesi  için daha yerinde çözümler üretebilir ve iş birlikleri geliştirebilir.

Üniversite tercihi yapan öğrenci adaylarına başarılar diliyorum. İlerleyen yıllarda daha fazla engelli öğrencinin daha erişilebilir ortamlarda öğrenimini sürdürebilmesi umuduyla…

 

 

Paylaş: