| |

Mahmut Keçeci: Dernek kurarsanız sizinle rekabet edilir

27 Mart 2023 pazartesi sabah okula gitmek üzere otobüse binip de Facebook hesabımı açtığımda şok edici bir haber ile karşılaştım. Körler camiasının entelektüel figürlerinden Mahmut Keçeci vefat etmişti. Henüz 50’li yaşlarının başında olan Keçeci’nin ani kaybı herkeste derin bir üzüntü yaratmıştı.

Yıllarını verdiği Altınokta Körler Derneği’nin bağlı olduğu Körler Federasyonu’nun yayın organı olan Ufkun Ötesi Dergisi tarafından, Nisan ayında  Mahmut Keçeci adına özel bir sayı yayımlandı.

Bu sayıda Keçeci’nin ailesi ve çalışma arkadaşları O’na dair duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Doğrusu etkileyici ve içten yazılarla dolu bu dergiyi bir solukta okuduğumu söylemeliyim.

Mahmut Keçeci ile Görmeyenlerin Eğitim Öğretim Platformu’nu (GEÖP) kurduğumuz günlerde yollarımız kesişti. Özellikle Engelliler Kanunu’nun erişilebilirlikle ilgili maddelerinin erteleneceği öğrenilince ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı tepki eylemlerinde beraber hareket etmiştik. O dönemler kendisi Engelli Hakları Atölyesi ile hareket ediyordu. Hem İstanbul’da yüz yüze, hem de online ortamda fikir paylaşımı yapıyorduk. EGED’in ilk kurulduğu yıllarda da zaman zaman paylaşımlarımız olmuştu. Sonra herhangi bir neden olmaksızın bağlarımız zayıfladı ve daha az karşılaşır olduk. Yine de sosyal medya paylaşımlarımıza beğeni ifadesi bırakarak birbirimizi selamlıyorduk. Doğrusu bazen O’nun eleştirdiğim eylem ve söylemleri olmuştu. Emin değilim ama, belki kendisinin de benimle veya EGED ile ilgili eleştirel yaklaştığı zamanlar olmuştur. EEE; bize düşen saygı çerçevesinde birbirimize eleştirel yaklaşmak değil midir zaten?

Bildiğiniz üzere 16 Haziran 2009’da  kurulan GEÖP e-posta grubumuz 14 yaşına girdi. Platformun 3. Yaşına girdiği 2012 yılında gündemimiz, bu yapının dernek olup olmamasıydı. Aylarca grupta dernek olmanın avantaj ve dezavantajları üzerine yazıştık. Sonuçta 9 Eylül 2012 tarihine gelindiğinde bir TeamTalk odasında grup üyeleriyle bir araya gelerek konuyu sesli bir ortamda tartıştık. Bu yapının kurucuları olarak hem GEÖP ve hem de EGED döneminde görev yaptığımız süre boyunca tecrübeyi  yol gösterici bir rehber olarak gördüğümüzden, söz konusu toplantıya beraber hareket ettiğimiz büyüklerimizin katılmasına önem verdik. Dolayısıyla da bazı kişileri özellikle davet ettik. Bu kişilerden biri Mahmut Keçeci idi. Davetimizi kabul eden Keçeci’nin toplantıda söylediklerine o gün çok fazla anlam veremesem de, dernek kurulduktan sonra başımıza gelen birçok olayda hep kulaklarımda O’nun sesi yankılandı. Tabî sesli kayıt almadığımızdan sözlerini cümle cümle yazmam mümkün değil. Ama özetleyecek olursam; Keçeci şimdiye kadar platform olarak bir şeyler yapmaya çalışan gençler şeklinde algılandığımızı ve bu doğrultuda sempati uyandırdığımızı söyledi. Ancak şayet dernek kurarsak böyle algılanmayacağımızı, herkesin bizi rekabet edilmesi gereken bir yapı olarak göreceğini vurguladı. Dolayısıyla da bunu göz önünde bulundurarak hareket etmemiz gerektiği hususunda uyarıda bulundu. Bu söz üzerine o zaman da çok düşünmüştüm. Biz “bu sorun çözülsün de kim çözerse çözsün” anlayışıyla hareket eden bir yapıydık. Ancak EGED kurulduktan sonra farklı düşünenler olduğunu bizzat deneyimledik. Gerçekten de çalışmalarımız somut meyvelerini vermeye başlayınca, Keçeci’nin bahsettiği rekabetçi ortamın tam göbeğinde kendimizi bulduğumuzu söyleyebilirim. Kimilerine göre artık hevesli genç çocuklar gitmiş, konumlarını sarsan yeni bir örgütlenme palazlanmaya başlamıştı. Herhalde o günlerde beraber yürüdüğümüz arkadaşlarım abarttığımı düşünmezler. Elbette ki eğer rekabet kamçılayıcı ve güçlendirici şekilde olursa iyidir de, birbirimizi aşağıya çekmenin bir aracı haline gelirse, bundan en fazla engelli camiası zarar görür. Nitekim yakın geçmişimizde bunun örnekleri mevcuttur.

Mahmut Keçeci ile ilgili dergiyi okuyunca, bende iz bırakan bu anıyı yazarak ölümsüzleştirmek istedim.

Tekrar Keçeci’nin ailesine, sevenlerine, çalışma arkadaşlarına, Altınokta Körler Derneği’ne ve körler camiasına baş sağlığı dilerim.

Paylaş: