|

Körlük Bir Hakaret Aracı mı? Serap Yazıcı Özbudun ve Elon Musk Örnekleri

 

Emre ve Ayşegül Taşgın çifti, körlüğün bir hakaret aracı olarak nasıl kullanıldığını ve bunun farklı bağlamlardaki örneklerini ele alıyor. Konu Serap Yazıcı Özbudun ve Elon Musk üzerinden yapılan eleştiriler bağlamında inceleniyor. İki farklı olay üzerinden körlük söyleminin nasıl bir aşağılama aracı haline geldiği tartışılıyor.

 

Serap Yazıcı Özbudun’un Gelecek Partisi’nden İstifa Ederek Ak Parti’ye geçmesi

Serap Yazıcı Özbudun, 2023 seçimlerinde CHP listelerinden Gelecek Partisi adına milletvekili seçilmiş bir anayasa profesörüdür. Kendisi, 13 yaşında geçirdiği bir kaza sonucu görme yetisini kaybetmiş bir bireydir. Ancak bugüne kadar görme engelli kimliğiyle öne çıkmamış, Braille

alfabesi öğrenmemiş ve herhangi bir görme engelli hakları mücadelesi içinde yer almamıştır. Son günlerde Gelecek Partisi’nden istifa ederek Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geçmesi nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. Özellikle sosyal medyada istifa açıklamasında kullandığı “Gördüğüm lüzum üzerine” ifadesi üzerinden körlüğüne yönelik hakaret içerikli yorumlar yapılmıştır. Birçok kullanıcı, “Görme engelli mi?” şeklinde alaycı sorular sormuş, hatta “Görme engelli olmasının faydasını görmüştür, aynaya bakamıyor” gibi küçümseyici

ifadeler kullanmıştır. Burada körlük, yalnızca fiziksel bir durum değil, aynı zamanda bir ahlaki ve zihinsel eksiklik olarak ele alınmış ve kişiliğiyle

ilişkilendirilerek bir aşağılama biçimine dönüşmüştür. Bu tür hakaretlerin altında, körlüğün tarih boyunca olumsuz bir çağrışımla kullanılması yatmaktadır. Eskiden ceza olarak göz çıkarma uygulamalarına rastlanması gibi, günümüzde de körlük en aşağılarda olmanın simgesi olarak görülmektedir. Aynı zamanda, toplumda yaygın bir yanlış inanış olan “görmemek, bilmemek

ve anlayamamak” denklemine dayanarak, görme engelli bireylerin bilişsel kapasitelerinin de düşük olduğu varsayılmaktadır.

 

Elon Musk ve Körlük Söylemi

Elon Musk da benzer bir bağlamda tartışılmaktadır. X (eski adıyla Twitter) platformunun sahibi olan Musk, platformu satın alır almaz erişilebilirlik birimini işten çıkarmasıyla bilinmektedir. Bunun yanı sıra ABD Savunma Bakanlığı ile ilişkilerini eleştiren kör bir direktör hakkında alaycı bir paylaşımı retweetlemesi de gündeme gelmiştir. Musk, paylaşımda “Kör direktör” ifadesini vurgulamış ve bu kişinin hükümeti eleştirme hakkını körlüğü üzerinden itibarsızlaştırmaya

çalışmıştır. Bu durum, yalnızca Türkiye’ye özgü bir olgu olmadığını, benzer zihniyetin uluslararası ölçekte de sürdüğünü göstermektedir.

Musk’ın tweetini takiben sosyal medyada birçok kişi bu direktörün iş yapamayacağını, kör olduğu için başarısız bir yönetici olacağını ima eden paylaşımlar yapmıştır. Görme engelliliğin doğrudan iş yapabilme kapasitesiyle ilişkilendirilmesi, kör bireylerin yeteneklerinin yok sayılmasına neden olan yaygın bir önyargıdır.

 

Körlük ve Toplumsal Algı

Körlükle ilgili bu tür yaklaşımlar genel olarak toplumun engellilere bakış açısının bir yansımasıdır. Görme engelliler sıkça bilişsel yetenekleri sorgulanan, eleştirildiklerinde fiziksel engelleri üzerinden hedef alınan bireyler olmaktadır. Türkiye’de ve dünyada, körlük bir eksiklik

veya ceza gibi algılanmakta, engelli bireyler ise sürekli olarak toplumsal merdivenin alt basamaklarına itilmek istenmektedir. Bu tür durumların temelinde bireylerin kendilerini üstün görme ihtiyacı da bulunmaktadır. Engelliler toplumda aşağıda görülmeye alışılmış bir grup olarak algılandığından, eleştiriye veya öfkeye maruz kalan biri hakkında “zaten kör” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu, nesnel eleştiriden uzak, tamamen hakaret amaçlı bir söylemdir.

Gerek Serap Yazıcı Özbudun gerekse Elon Musk ile ilgili örnekler, körlüğün toplumsal algılar açısından nasıl şekillendiğini ve ne tür ayrımcı söylemlerle karşı karşıya kalındığını göstermektedir. Söylemler zihniyetlerin bir yansımasıdır ve bu tür aşağılayıcı yaklaşımlar, engelli bireylerin toplumda daha fazla görünmez hale gelmesine sebep olmaktadır.

Paylaş: