Engelsiz Üniversite Ödülleri’nin geleceği
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2018 yılından bu yana üniversiteleri erişilebilirliğe teşvik etmek amacıyla Engelsiz Üniversite Ödülleri veriyor. Bu yıl ödüllerin sahiplerini bulduğu program 5 Haziran 2023 tarihinde düzenlendi. YÖK’ün basın bülteninden alınan bilgiye göre 2023 yılında 97 üniversiteden 1.091 başvuru yapıldı. Sonuçta 56 üniversite toplam 295 bayrak kazandı.
Engelsiz Bayrak için üç kategoride başvuru yapılabiliyor. Üniversiteler bir mekanında fiziki erişilebilirlik düzenlemesi yaptıysa turuncu bayrak, eğitimde erişilebilirlik çözümleri geliştirdiyse yeşil bayrak ve sosyokültürel faaliyetlerde erişilebilirlik uyguladıysa mavi bayrak alabiliyor. Engelsiz Program Nişanı kategorisindeki ödül ise programlarını farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına veriliyor.
Engelsiz Üniversite Ödülleri için başvurular 02 Ocak – 17 Şubat tarihlerinde online olarak alındı. Üniversiteler faaliyetlerini ve mekânlarını gösteren en az 10 en çok 30 fotoğrafı dijital olarak Yükseköğretim Kurulu’na iletti. Başvuru duyurusunda belirtildiğine göre; başvurular Yükseköğretim Kurulunun belirlediği tarafsız ve alanlarında uzman öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilen panellerde gizli oy açık tasnif ilkesi gözetilerek değerlendirildi. Yine aynı duyuruda Başvuru ile ilgili destekleyici fotoğrafların eksik olduğu ya da sunulan bilgilerin doğru olmadığı tespit edildiği durumlarda başvurunun geçersiz sayılacağı belirtildi. Benim duyuruyla ilgili dikkat çekmek istediğim nokta ise başvuru özelinde yerinde inceleme yapılacağının belgede yer alması.
Doğrusunu söylemek gerekirse Engelsiz Üniversite Ödülleri’ne ilk gündeme geldiği andan itibaren mesafeyle yaklaştım. 2005 yılından bu yana yürürlükte olan Engelliler Kanunu’na göre tüm kamusal alanların erişilebilir hale getirilmesi gerekiyor. Ancak bu konuda istenen aşamaya gelinebildiğini söylemek mümkün değil. Hal böyleyken, yani erişilebilirlik yasal bir hükümken, bunu uygulamayı öteleyip de ödüller gündeme gelince adım atılmasının samimiyetini sorguladım. Geride bıraktığımız beş yılda ise bu ödüllerin bazı üniversiteleri erişilebilirliğe yönelttiğini ve başarılı işlere imza atan kurumlar olduğunu gözlemledim. Yine de tüm üniversitelerin aynı özeni göstermediği bir gerçek. Bununla birlikte ödül değerlendirme sürecinin suiistimale açık olduğunu da söylemek gerekiyor. Zira yalnızca sistem üzerinden gönderilen fotoğraflar ve belgelere göre değerlendirme yapıp ödül alacak kurumlara karar verilmesinin sakıncaları var. Eğitimde Görme Engelliler Derneği olarak geride bıraktığımız beş yıllık dönemde hem yazılı ve hem de sözlü olarak ödül değerlendirme sürecine yerinde incelemenin dahil edilmesi gerektiğini vurguladık. Başlangıçta bu önerimiz sıcak karşılanmadı ise de, geçtiğimiz yıl yaptığımız görüşmede ilgili konunun gündeme alınabileceği ifade edildi. Dolayısıyla ilgili duyuruda başvuru özelinde yerinde inceleme yapılabileceğinin değerlendirme sürecinde yer aldığının belirtilmesi önemli. Ancak bunun uygulanıp uygulanmadığını bilemiyoruz. Görüştüğüm bazı başvuru sahibi üniversitelerin görevlileri kendilerine böyle bir ziyaret yapılmadığını söylediler. Umarım belli kriterler çerçevesinde yerinde inceleme yapılan üniversite olmuştur.
Başvuru yoğunluğunu dikkate aldığımızda tüm üniversitelere yerinde inceleme yapmanın zaman ve maliyet bakımından zorluk getirebileceğini kabul ediyorum. Bunun için önerim, iki aşamalı bir değerlendirme sürecidir. İlk aşamada şimdiye kadar uygulandığı gibi görseller ve belgeler üzerinden bir ön değerlendirme yapılabilir. Bu aşamada başarılı olan üniversiteler ise ikinci etapta yerinde incelenebilir. Böylelikle bu ödüllerin gerçekten hak eden kurumlara verilip verilmediği de sorgulanmaktan çıkar. Değerlendirme sürecine ilişkin bir diğer önerim ise, bu komiteye erişilebilirlik ve eğitim alanlarında nitelikli çalışmalarda bulunan sivil toplum kuruluşlarının mutlaka dahil edilmesidir. Bu sağlandığında engellilerin ödül değerlendirme sürecinde bulunmak yoluyla karar mekanizmalarına katılımı yönünde önemli bir adım atılmış olur.
Geçmiş yıllarda bir üniversiteye müzik eğitimi alanında görme engellilerin notaları okuyup yazmasına yönelik bir program satın aldığı için ödül verildiğini, ancak bu program kullanılamadığı için yararlanan öğrenci olmadığını biliyorum. Dolayısıyla ödüllerin üç yıl süreyle geçerli olması önemli. Ayrıca gerekli hallerde ödül alan kurumlara denetim yapılması da değerlendirilebilir.
YÖK, hangi üniversitelerin ödül aldığını bir dokümanda paylaştı. Ancak bu ödüllerin ne gerekçeyle verildiğini bilemiyoruz. Örneğin hangi üniversite eğitim alanında nasıl bir erişilebilirlik çözümü sağladı da ödül aldı, bu belli değil. Dolayısıyla bu konuda kamuoyuna daha doyurucu ve açıklayıcı bilgilendirme yapılması gerekiyor.
Engelsiz üniversiteye giden yol uzun olsa da, atılacak doğru adımlarla hedef mümkün olabilir.
Gelecek eğitim – öğretim döneminde daha erişilebilir bir üniversite eğitimi dilerim…