Engellilerin gündemi (40. bölüm)
Engellilerin Gündemi programının 40. bölümünde, 21 Şubat – 7 Mart tarihleri arasında basın ve sosyal medyada engellilik alanında konuşulan önemli konular ele alındı.
Engellilerin Emeklilik Hakları ve Anayasa Mahkemesi Süreci
Son aylarda engelli bireylerin emeklilik haklarıyla ilgili düzenlemeler sıkça tartışıldı ve nihayet yasalaştı. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Bu durum beklenen bir gelişmeydi çünkü CHP daha önce ÖTV muafiyeti ile ilgili düzenlemeleri de Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü.
Yeni düzenlemeye göre 2008 öncesi sigortalılar artık engelli vergi indirimi raporuyla emekli olamayacak. Bunun yerine Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sağlık kurullarından alınan çalışma gücü kaybı raporları esas alınacak. Daha önce “Baltazar Formülü” adı verilen sistemde bireyin farklı engel oranları toplanarak genel bir engellilik oranı hesaplanıyordu. Yeni düzenleme ile en yüksek engellilik oranı esas alınacak. Örneğin, %48 görme engeli bulunan biri, işitme kaybı veya diyabet gibi ek engelleri olsa bile sadece görme engeli üzerinden değerlendirilecek.
Sivil toplum kuruluşları ve CHP, bu değişikliğin çok sayıda engelli için hak kaybı yaratacağını savunuyor. Ayrıca süreli raporla emekli olan bireylerin belirli aralıklarla kontrol muayenesine girmesi gerekecek; ancak ilk rapor tarihindeki kurallar geçerli olacak. Engelli hakları savunucuları, bu değişikliğin yalnızca 2008 öncesi sigortalıları değil, 2008 sonrası sigortalıları da olumsuz etkilediğini belirtiyor. Ancak sivil toplum örgütlerinin odak noktasının genellikle 2008 öncesi mağduriyetleri olduğu eleştiriliyor.
İşaret Dili Tercümanı Eksikliği ve Sağlık Hizmetleri
Programımızın diğer önemli konularından biri, işitme engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimde yaşadığı zorluklar. Antalya’da işitme engelli bir annenin yaşadığı sorunlar, işaret dili tercümanlarının yetersizliği nedeniyle kamuoyunun gündemine geldi. Anne, doktora gittiğinde yanında 10 yaşındaki çocuğunu tercüman olarak kullanmak zorunda kaldı. Çocuğunun özel sağlık sorunlarını öğrenmek zorunda kalması kendisini derinden üzdü. Bu durum hastanelerde ve diğer kamu kurumlarında işaret dili tercümanlarının eksikliğini gözler önüne serdi. Türkiye’de işitme engellilerin sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından Engelsiz Sağlık İletişim Merkezi (ESİM) uygulaması geliştirildi. Bu sistem sayesinde işitme engelli bireyler 7/24 görüntülü tercüman hizmeti alabiliyor. Ancak, işitme engelliler ve ilgili sivil toplum kuruluşları sistemin pratikte yetersiz kaldığını belirtiyor. Zira her işitme engelli bireyin akıllı telefonu yok. Doktorların uygulamayı telefonlarına indirip kullanması zaman alıyor. Hatlar zaman zaman meşgul oluyor ve uzun bekleme süreleri oluşuyor. Bu eksikliklerin giderilmesi için doktorların ESİM uygulamasını kullanma konusunda bilinçlendirilmesi, personel sayısının artırılması ve hastanelerde fiziksel tercüman bulundurulması gerektiği vurgulandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İşaret Dili Hizmeti
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay, geçtiğimiz aylarda düzenlenen Engelliler Çalıştayı’nda işitme engellilerin hastanelerde tercüman ihtiyacı olduğunu dile getirdiğini belirtti. Bunun sonucunda, belediye bünyesindeki Eşrefpaşa Hastanesi’nde görüntülü tercüman sistemi devreye sokuldu. Ayrıca, belediye kadrosundaki 7 tercüman, işitme engelli bireylerin diğer kamu kurumlarında da destek almasını sağlayacak. Bu tür uygulamaların sadece belediye hastanelerinde değil, ülke genelindeki tüm kamu kurumlarına yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Hayat Duyunca Güzel” Kampanyası ve Tepkiler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü kapsamında “Hayat Duyunca Güzel” adlı bir farkındalık kampanyası düzenledi. Nostaljik tramvay ve duraklara işitme kaybına dikkat çeken reklamlar yerleştirildi. Ancak, sağır ve işitme engelli bireyler bu sloganın “Duymayanların hayatı güzel değildir” algısı yaratabileceğini belirterek tepki gösterdi. “Hayat Duymayınca da Güzel” diyerek kampanyaya karşı çıktılar. Bu tür kampanyaların engellilikle ilgili popülist ve yanlış algılar yaratmaması gerektiği vurgulandı. Özellikle kamu kurumlarının engelliliğe hak temelli bir bakış açısıyla yaklaşması gerektiği ifade edildi. Gelen tepkiler sonucunda kampanya 6 Mart’ta sonlandırıldı. Benzer hataların tekrarlanmaması için kamu kurumlarında çalışanların engellilik konusunda daha bilinçli olması ve kapsayıcı dil kullanması gerektiği belirtildi.
Bu hafta işitme engelliler açısından yoğun bir gündem vardı. Kamu hizmetlerinde işaret dili tercümanlarının eksikliği, engelli emeklilik haklarıyla ilgili yasal düzenlemeler ve sağır bireylerin tepki gösterdiği kampanyalar gündemi belirledi.