Engellilerin gündemi (26. bölüm)
“Engellilerin Gündemi” programımızın 26. bölümünde 8-22 Ağustos tarihleri arasında engellilik alanında basında, sivil toplumda ve sosyal medyada konuşulan konuları ele alacağız. Bu programın 26. bölümü, istikrarlı bir şekilde bir yıldır kesintisiz yayın yaptığımızın göstergesi. Sizlerin desteğiyle bu motivasyonu sürdürebiliyor ve daha fazla içerik üretebiliyoruz.
İstanbul’da zihinsel engelli bir adam sokak köpekleri tarafından parçalandı
İstanbul Fatih’te yaşanan olayda, zihinsel engelli 40 yaşındaki Ayhan Çelik, sokak köpeklerinin saldırısına uğrayarak hayatını kaybetti. Olay, basında ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve sokak köpekleriyle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Fatih Belediyesi’nin yaptığı açıklamalara göre, olayla ilgili bazı belirsizlikler bulunuyor. Adamın köpeklerin saldırısı sonucunda mı yoksa düştükten sonra mı saldırıya uğradığı net değil, ancak her durumda köpeklerin olayda önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Ayrıca, bu saldırının özel mülkiyet içinde gerçekleştiği, bu nedenle belediyenin kapsamı dışında olduğu ifade edildi. Köpeklerin daha önce de saldırılarda bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Bu olay, Türkiye’de sokak köpekleriyle ilgili süregelen tartışmanın bir parçası haline geldi. Son haftalarda sokak köpeklerinin katledilmesiyle ilgili haberlerin de gündeme gelmesi, toplumda iki ayrı lobi arasında bir çekişme yaşandığı izlenimini doğuruyor. Bu lobilerin, kendi bakış açılarını savunan haber ve içerikleri arka arkaya yayınlaması, meselenin özünden uzaklaşılmasına ve çözüm yollarının tartışılmasını zorlaştırıyor. Özellikle engelli bireyler için sokak köpekleriyle karşılaşma durumları büyük bir sorun teşkil ediyor. Engelliler, sokakta bir hayvanla nasıl iletişim kuracaklarını yeterince bilmedikleri için, bu tür karşılaşmalar tehlikeli hale gelebiliyor. Ancak, çözüm olarak köpeklerin öldürülmesi insani bir yöntem olarak kabul edilmiyor. Daha insancıl ve sürdürülebilir bir çözüm olarak, köpeklerin barınaklara yerleştirilmesi ve sahiplendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Fakat toplumdaki kutuplaşma, bu konuda ortak bir çözüm bulunmasını zorlaştırıyor.
Hamile karısını darp eden adama tepki göstermeyen engelli vatandaş linç edildi
Manisa’nın Akhisar ilçesinde 16 Ağustos’ta yaşanan olayda, hamile bir kadın, eşi tarafından sokak ortasında darp edildi. Bu şiddet olayı, çevredeki vatandaşların müdahalesiyle sonlandırıldı ve saldırgan polis ekiplerince gözaltına alındı. Ancak olay sırasında darp edilen kadına müdahale etmeyen bir kişi, sosyal medyada ağır eleştirilere maruz kaldı. Daha sonra bu kişinin %60 engelli olduğu ve ankilozan spondilit hastalığı nedeniyle felç riski taşıdığı ortaya çıktı. Söz konusu kişi, 14 yaşından beri eklem romatizması ile mücadele ettiğini ve omuriliğinde ciddi hasar bulunduğunu, bu yüzden fiziksel müdahalede bulunamadığını açıkladı. Bu kişi, olayı gördüğünü ancak felç kalma riski nedeniyle müdahale edemediğini belirtti. Ayrıca, başka bir röportajında, kendi çocuğuna dahi böyle bir durumda müdahale edemeyeceğini ifade etti. Engelli bireylerin bu tür durumlarda yapabilecekleri farklı şeyler olabileceği vurgulandı. Örneğin, video veya fotoğraf çekmek, polise ihbarda bulunmak veya olay sonrasında görgü tanığı olarak ifade vermek gibi. Bu olay, engelli bireylerin böyle durumlarda nasıl tepki verebileceği ve ne gibi eylemler yapabileceği konusunda önemli bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Fiziksel olarak müdahale edemeyen engelli bireylerin, kendilerini yetersiz ya da aciz hissetmemeleri gerektiği, duruma uygun farklı katkılar sağlayabilecekleri vurgulandı. Örneğin, deprem dönemlerinde bazı engelli bireylerin fiziken bölgede bulunamasa da, sosyal medyada bilgi yayarak veya bağışlar yoluyla uzaktan destek sağlayarak katkıda bulunmaları gibi, bu tür durumlarda da engellilerin yapabileceği şeyler olduğu hatırlatıldı.
Sivas’ta SMA hastası vatandaş bakım merkezine yerleşmek istiyor
Sivas’ta yaşayan 62 yaşındaki Ali Osman Demir, SMA hastalığı nedeniyle %100 engelli olmasına rağmen, devlete ait huzur evi ve bakım evlerine kabul edilmiyor. Demir’in 29.000 TL’lik aylık geliri, devlete ait bakım merkezlerine girebilmek için belirlenen gelir sınırının üzerinde olduğu için başvurusu reddedildi. Özel bakım merkezlerine gitmek için ise yeterli maddi gücü bulunmayan Demir, devletten yardım bekliyor. Özel bakım merkezlerinin aylık ücretlerinin 50.000 TL’ye kadar çıkabildiği belirtiliyor. Devletin bakım merkezlerine kabul edilmek için gerekli gelir sınırı 11.000 TL olarak belirlenmiş durumda. Ancak Demir’in 29.000 TL’lik geliri, bugünün ekonomik koşullarında yüksek bir gelir olarak değerlendirilse de, bakım merkezlerinin masraflarını karşılamak için yeterli değil. Demir, SMA hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalye kullanıyor ve günlük ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor, bu yüzden komşularından yardım alıyor. Bu durum, sosyal devlet ilkesinin ekonomik krizler nedeniyle yetersiz kaldığını ve özellikle engelli bireylerin bu durumdan olumsuz etkilendiğini gösteriyor. Ali Osman Demir’in yaşadığı sorun, kişisel asistanlık modeli veya evde bakım yasası gibi sosyal politikaların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu tür politikalar yürürlükte olsaydı, Demir gibi engelli bireyler devlet desteğiyle daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilirdi. Bu olay, sosyal medyada ve basında yer alarak dikkat çekse de, bu tür sorunlar yaşayan birçok kişinin sesini duyuramaması ve sistem tarafından görmezden gelinmesi, daha büyük bir sosyal problem olarak öne çıkıyor. Ali Osman Demir’in yaşadığı durum, sosyal devletin engelli bireylere yönelik desteğinin ne kadar yetersiz kaldığını bir kez daha ortaya koyuyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde Engelliler ve Yaşlılar Dairesi kuruluyor
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, engelliler ve yaşlılar için yeni bir daire başkanlığı kurdu. Bu karar, belediye meclisinde oy birliğiyle alındı ve belediyenin engellilere ve yaşlılara yönelik hizmetlerini daha etkili bir şekilde yönetme amacını taşıyor. Bu gelişme, belediye seçimlerinin ardından başlayan ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirilen bir dizi çalıştayın sonucunda ortaya çıktı. Çalıştaylarda, engelli hakları üzerine faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da aktif olarak yer aldı ve bu süreçte görüşlerini ifade ettiler. Dairenin kurulması, katılımcı bir süreç sonucunda gerçekleşmiş olsa da, kapsamı konusunda bazı eleştiriler bulunuyor. Eleştirilerden biri, engelliler ve yaşlıların aynı daire altında toplanmasının doğru olup olmadığına dair. Yaşlılık, engelliliğin bir sebebi olabilse de, yaşlıların ve engellilerin ihtiyaçları ve karşılaştıkları sorunlar genellikle farklılık gösteriyor. Örneğin, yaşlıların sağlık hizmetlerine erişim sorunları, sosyal hakları ve diğer sosyal meselelerle ilgili problemleri, engellilerin karşılaştığı sorunlardan farklı olabiliyor. Bu tür farklar göz önüne alındığında, iki grubun tek bir daire altında toplanmasının her iki grubun da ihtiyaçlarına yeterince odaklanılmasını zorlaştırabileceği ifade ediliyor. Geçmişte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde de benzer bir tartışma yaşanmış ve engelli hizmetleri ile yaşlı hizmetlerinin ayrı birimler altında yürütülmesi gündeme gelmişti. Öte yandan, Diyarbakır’daki bu girişim, sivil toplumun katılımıyla gerçekleştiği için olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Engelli ve yaşlı hakları üzerine çalışan sivil toplum kuruluşlarının sürece aktif olarak katılmaları, diğer belediyeler için de örnek teşkil edebilecek bir model sunuyor. Bu yeni daire başkanlığının zaman içinde nasıl işlev göreceği ve hem engellilerin hem de yaşlıların ihtiyaçlarına ne ölçüde cevap verebileceği merak konusu.
Konya’da serebral palsili Ayşenur’a temsili düğün
Konya’nın Akşehir ilçesinde, serebral palsili (beyin felci) 32 yaşındaki Ayşenur Uyar için temsili bir düğün töreni düzenlendi. Bu etkinliğe yaklaşık 1.000 kişi katıldı ve yerel basında büyük ilgi gördü. Temsili düğünlerin arka planında, engelli bireylerin sosyal çevrelerinde evlilik gibi normal kabul edilen deneyimlerden yoksun bırakılmaları yer alıyor. Bazı aileler ve çevreler, engelli bireylerin bu tür deneyimleri yaşama şanslarının olmadığına inanıyor ve bu inanç, bireyin kendisinin de böyle düşünmesine neden olabiliyor. Bu durum, engelli bireylerin toplumda marjinalleşmesine ve kendilerini gerçekleştirmelerinin engellenmesine yol açabiliyor. Özellikle serebral palsi gibi durumlar, bireylerin bilişsel ve fiziksel yeteneklerinde çeşitli farklılıklara neden olabilir. Ancak, bu farklılıkların aileler ve çevre tarafından nasıl algılandığı, bireyin yaşamında büyük bir etkiye sahip olabilir. Temsili düğünler, bazı aileler için çocuklarına “normal” bir yaşam deneyimi sunmanın bir yolu olarak görülüyor, ancak bu etkinliklerin gerçekten bireyin mi yoksa ailenin mi isteği olduğu konusunda tartışmalar mevcut. Örneğin, düğün yapılan bireyin gerçekten evlenmek isteyip istemediği veya bu tür bir etkinliğin onun hayali olup olmadığı sorgulanabilir. Bu tür etkinliklerin, bireyin hayallerini gerçekleştirmekten ziyade, ailelerin ve toplumun beklentilerini karşılamaya yönelik bir adım olabileceği düşünülüyor.
Türkiye, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’na katılacak Türk sporculara yönelik bir mesaj yayınladı. Bu mesajda, Bakan, Türkiye’nin Paralimpik sporcularının uluslararası alanda elde ettikleri başarılardan duyduğu gururu ifade etti. Bakan Bak, sporcuların azmi, kararlılığı ve elde ettikleri madalyaların Türkiye için büyük bir ilham kaynağı olduğunu vurguladı. Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda Türkiye, tarihinin en yüksek katılımını gerçekleştirecek. Bu oyunlarda, Türkiye’yi 94 sporcu temsil edecek; bunların 49’u kadın, 45’i ise erkek sporculardan oluşuyor. Sporcular arasında bedensel engelliler, görme engelliler ve özel sporcular yer alıyor. Bakan, bu geniş katılımın Türkiye’nin paralimpik sporlara verdiği önemin bir göstergesi olduğunu belirtti. Bakan, açıklamasında ayrıca, Paralimpik sporcuların uluslararası arenada kazandıkları madalyalar ve şampiyonlukların Türkiye’ye ilham verdiğini dile getirdi. Paris 2024 oyunlarına katılacak sporcuların, Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğine ve başarılı sonuçlar elde edeceklerine inandığını ifade etti. Ayrıca, bu sporcuların kota almalarına katkıda bulunan herkese teşekkür etti. Paralimpik oyunları, Türkiye’de TRT Spor ve TRT Spor Yıldız kanallarında yayınlanacak.