|

Engellilerin gündemi (25. bölüm)

 

Engellilerin gündemi programının 25. bölümünde, 26 Temmuz – 8 Ağustos 2024 tarihleri arasında engellilik alanında basında, sosyal medyada ve sivil toplumda öne çıkan konular değerlendiriliyor.

 

İstanbul’da görme engelli kadın memura taciz

İstanbul’da görme engelli bir kadının aynı adliyede çalışan başka bir memur tarafından tacize uğraması haftanın en önemli gündemi oluyor. Taciz olayı, asansörde gerçekleşiyor. Tacizci memur, 23 yaşındaki görme engelli kadına “Seni öpebilir miyim?” şeklinde bir sözle yaklaşıyor. Kadın bu isteği reddediyor, ancak tacizci, olayın kimseye anlatılmaması konusunda tehditlerde bulunuyor. Eğer olayı anlatırsa, hem kadının hem de ailesinin başının belaya gireceğini belirtiyor. Bu olayın en dikkat çekici yanı, tacizci memurun daha önce de başka bir görme engelli kadını taciz etmiş olması. Buna rağmen hala aynı yerde çalışıyor olması büyük bir sorun olarak değerlendiriliyor. Tacizci hakkında soruşturma başlatılmış ve hapis cezası ile yargılanması söz konusu, ancak olayın sonunun ne olacağı konusunda belirsizlikler var.

Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’de, engelli kadınların ve kız çocuklarının, engelli olmayan kadınlara göre daha fazla ayrımcılığa ve istismara maruz kalma olasılıklarının yüksek olduğuna dair özel bir atıf yapılıyor. Bu olay da bu durumu somut bir şekilde ortaya koyuyor. Engelli kadınların yaşadığı taciz ve istismar vakalarının sadece bu olayla sınırlı olmadığı, daha önce de benzer olayların yaşandığı ve devletin bu konuda ciddi politikalar geliştirmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu tür olayların yargıya taşınmasının ve suçluların cezalandırılmasının önemine dikkat çekiliyor. Kadının mücadelesi ve olayın yargıya intikal etmesi olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor ve bu tür durumların kamuoyunda tartışılmaya devam etmesi gerektiği belirtiliyor.

 

İstanbul’da görme engelli yurttaş metro raylarına düştü

İstanbul’da Yenikapı metro istasyonunda yaşanan olayda, görme engelli bir yurttaş metro raylarına düşüyor. Olay, istasyonda bulunan diğer yolcuların yardımıyla görme engelli yurttaşın raylardan çıkarılmasıyla sonuçlanıyor ve neyse ki ciddi bir yaralanma yaşanmıyor. Görgü tanıklarından birinin ifadesine göre, görme engelli kişi, metro çift yönlü olduğu için diğer taraftan gelen metro sesini duyup beklediği metro geldiğini sanarak adım atıyor ve bu nedenle raylara düşüyor. Tanık, görme engelli kişinin düştükten sonra kendini suçladığını, “Metro geldi sandım, o yüzden adım attım” diyerek korku ve şok yaşadığını belirtiyor. Bu olay, sadece bir münferit vaka olarak değil, görme engellilerin karşılaştığı genel bir erişilebilirlik sorununun bir parçası olarak ele alınıyor. Engelsiz Erişim Derneği de bu olayla ilgili tepkisini dile getiriyor ve İstanbul’daki metroların güvenlik açısından yetersiz olduğunu vurguluyor. Daha önce de benzer olaylar yaşandığını belirten dernek, çözüm bulmak için Büyükşehir Belediyesi’ne rapor sunduklarını, ancak henüz somut bir çözüm elde edemediklerini ifade ediyor.

Olay, son bir ay içinde yaşanan birkaç benzer vakayla birlikte değerlendiriliyor. Örneğin, Samsun’da bir görme engelli çiftin rögara düşmesi ve Ankara Elvankent tren istasyonunda bir kişinin raylara düşmesi gibi olaylar da gündeme getiriliyor. Bu tür kazaların sıklığı, erişilebilirlik ve güvenlik konusundaki eksikliklerin altını çiziyor. Pandemi döneminde Ankara’da benzer bir olayda bir görme engelli yurttaşın metro raylarına düşüp hayatını kaybetmesi de hatırlatılıyor.

Programda, bu tür olayların engelliler için büyük bir tehlike arz ettiği ve kamusal alanlarda can güvenliği sağlanmasının önemine dikkat çekiliyor. Erişilebilirlik ve güvenliğin sağlanmasının, engellilerin toplumsal hayata katılımını mümkün kılmak için temel bir gereklilik olduğu vurgulanıyor.

 

Türk Hava Yolları’ndan (THY) otizmli yolculara rapor şartı

THY, otizmli bireylerin uçakla seyahat edebilmesi için “uçakla seyahatinde sakınca yoktur ve refakatçi ile seyahat edebilir” ibaresi bulunan bir doktor raporu talep ediyor. Bu uygulama, otizmli bireylerin uçağa kabul edilmesi için zorunlu tutulurken, diğer engel gruplarından bu tür bir rapor istenmiyor. Bu durum, otizmli bireylere yönelik açık bir ayrımcılık olarak değerlendiriliyor. Sivil toplum örgütleri, bu uygulamanın otizmli bireylerin seyahat özgürlüğünü kısıtladığını ve onların toplum içinde eşit bir şekilde yer almalarını engellediğini belirterek, durumu kınıyor. THY’nin bu ayrımcı politikayı kaldırması gerektiği yönünde çağrılar yapılmış, ancak bu konuda resmi bir değişiklik henüz duyurulmamıştır. Uygulamanın ne zaman başladığına dair bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu uygulamanın, otizmli bir yolcudan böyle bir rapor istendiğinde fark edilmesi, durumun kamuoyuna yansımasına neden olmuştur.

Tarihsel olarak, benzer durumların daha önce de yaşandığı ve engellilerin uçak seyahatlerinde çeşitli engellerle karşılaştıkları hatırlatılıyor. Örneğin, yıllar önce görme engelli bireylerin de refakatçi ile seyahat etmeleri yönünde baskılar vardı. THY ve diğer hava yolu şirketlerinde görme engellilerin yanlarında refakatçi bulundurmaları zaman zaman zorunlu tutulmuş, hatta bu kişiler uçakta yanlarında oturan yolcuya zimmetlenmişti. Ancak, görme engelli bireylerin bu konuda seslerini yükselterek haklarını savunmaları sonucunda bu tür uygulamalar azalttı.

Bu olay, engellilere yönelik ayrımcı uygulamaların hala devam ettiğini ve dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. THY’nin otizmli bireyler için uyguladığı bu politikanın kaldırılması gerektiği, aksi takdirde bu tür uygulamaların insan hakları ihlali olarak değerlendirileceği vurgulanıyor. Engellilerin hava yolu ile seyahat haklarının korunması ve tüm engel gruplarına eşit muamele yapılması gerektiği ifade ediliyor. Bu tür ayrımcılıklara karşı mücadele edilmesinin önemi bir kez daha dile getiriliyor.

 

Bedensel engelli vatandaşa oturduğu apartmanda rampa engeli

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşanan rampa olayı, apartman sakinlerinin bedensel engelli komşularına karşı sergilediği olumsuz tutumu gözler önüne seriyor. Olay, Ata Sitesi’nde yaşayan bedensel engelli bir yurttaşın apartmanına engelli rampası yapılması talebiyle başlıyor. Bedensel engelli kişi, apartmana giriş ve çıkışını kolaylaştırmak amacıyla rampa yapılmasını istiyor ve bunun için bir hayırseverden bütçe temin ediyor. Sonuç olarak, hayırseverin yardımıyla apartmana bir rampa inşa ediliyor. Ancak bu rampa, bazı apartman sakinleri tarafından “görüntü kirliliği” yarattığı gerekçesiyle şikayet ediliyor ve rampanın kaldırılması talep ediliyor. Apartman sakinleri, rampanın bahçede yer kapladığını ve estetik açıdan hoş olmadığını öne sürerek bu talepte bulunuyorlar. Bu durum, engelli bireylerin yaşam alanlarına erişim haklarının ne kadar kolay ihlal edilebildiğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak değerlendiriliyor.

2012 yılında yapılan bir araştırmadan bahsedilerek, halkın %70.3’ünün engelli bir komşu istemediği belirtiliyor. Bu tür olumsuz tutumların, sadece apartmanlarda değil, okullarda, iş yerlerinde ve diğer kamusal alanlarda da görüldüğü, engellilerin topluma katılımını zorlaştırdığı vurgulanıyor.

Programda, bu olayın, engellilerin toplumun diğer bireyleriyle eşit bir şekilde yaşamlarına devam etme haklarına yönelik ciddi bir ihlal olduğu belirtiliyor. Rampa gibi erişilebilirlik çözümlerinin engellenmesi, engellilere yönelik ayrımcılığın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Estetik kaygıların, insan haklarının önüne geçtiği bu tür durumların toplumda kabul görmemesi gerektiği, engelli bireylerin haklarının savunulması ve bu tür ayrımcılıklara karşı çıkılması gerektiği vurgulanıyor.

Olayın, engelli bireylerin kamusal alanda görünür olmalarını engelleyen bir zihniyetin yansıması olduğu ifade ediliyor. Engellilere yönelik bu tür ayrımcı tutumların sadece bireysel bir sorun olmadığı, toplumun genelinde var olan bir farkındalık eksikliğinden kaynaklandığı belirtiliyor. Sonuç olarak, bu tür olayların, engelli bireylerin toplum içinde eşit bir şekilde yer alabilmesi için gerekli farkındalığın oluşturulması gerektiğini bir kez daha hatırlattığı ifade ediliyor.

 

2024 Paris Paralimpik Oyunları’nda Türkiye

Bu yıl Türkiye’nin 2024 Paris Paralimpik Oyunları’na rekor sayıda sporcu ile katılacağı bilgisi veriliyor. Toplamda 94 sporcu, farklı branşlarda Türkiye’yi temsil edecek. Bu rakam, Türkiye’nin Paralimpik Oyunları’na şimdiye kadar gönderdiği en yüksek sporcu sayısı olarak kaydediliyor.

Paralimpik Oyunları, engelli sporcuların yarıştığı bir organizasyon olarak tanımlanıyor. 2024 Paris Paralimpik Oyunları, 28 Ağustos’ta başlayacak ve 8 Eylül’e kadar devam edecek. Bu oyunlar, 11 Ağustos’ta sona erecek olan Paris Olimpiyat Oyunları’nın ardından düzenlenecek. Türkiye’yi temsil edecek sporcular, 15 farklı branşta yarışacaklar. Bu branşlar arasında golbol, B1 (tam görme engelli) erkek futbol, atıcılık, eskrim, halter, kürek, masa tenisi, atletizm, tenis, triatlon, judo, okçuluk, tekvando, yüzme ve badminton gibi sporlar yer alıyor.

Golbol Kadın Milli Takımı ve B1 erkek futbol takımı gibi takım sporları, görme engelli sporcuların sayısını artırıyor. Toplamda, 65 bedensel engelli sporcu ve 21 görme engelli sporcu Türkiye’yi temsil edecek. Ayrıca, özel sporculardan 8 kişinin de yarışlara katılacağı belirtiliyor.

Programda, Paralimpik Oyunları’na katılımın yanı sıra, Paris 2024’te uygulanan erişilebilirlik tedbirleri de değerlendiriliyor. Paris’teki organizasyonlar için kapsamlı bir erişilebilirlik planı oluşturulduğu, bilet alımından mekanlara girişe, sesli betimleme uygulamalarına kadar birçok detayın düşünüldüğü ifade ediliyor. Bu tedbirler, engelli izleyicilerin ve sporcuların oyunları rahatlıkla takip edebilmelerini ve etkinliklere katılabilmelerini sağlamak amacıyla hayata geçirilmiş.

Türkiye’de düzenlenen organizasyonların erişilebilirlik konusunda Paris 2024’teki gibi kapsamlı bir planlamaya sahip olmadığı eleştiriliyor. Engellilerin katılımını sağlamak ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için bu tür tedbirlerin bütçeye dahil edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Paris 2024’te uygulanan dokunsal tablet gibi yenilikçi erişilebilirlik çözümleri, Türkiye’deki organizasyonlar için de örnek alınması gereken uygulamalar olarak gösteriliyor.

Paylaş: