|

Engellilerin gündemi (19. bölüm)

 

Bu sayfada, Engellilerin Gündemi programının 19. bölümüne ait videoyu ve yazılı dökümünü bulabilirsiniz.

 

Yazılı döküm

Merhabalar değerli izleyicilerimiz,

 

Engellerin Gündemi yayınının 19. bölümüyle sizlerle birlikteyiz. Hepiniz hoş geldiniz. Bu videoda 4-17 Mayıs tarihleri arasında engellilik alanında yaşanan gelişmeleri değerlendireceğiz ve paylaşacağız. Sizler de yorum bölümünde görüşlerinizi yazarak bana katılabilirsiniz. Videonun açıklamalar bölümünde zaman damgaları bulunuyor. Haberlerden istediğinize tıklayabilir ve video içinde bu şekilde hareket edebilirsiniz. Ayrıca yine açıklamalar bölümünde yer alan haberlerin linklerine tıklayarak da konuştuğumuz haberler hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Geçtiğimiz hafta abone sayımız 1000’e ulaştı. Tabii ki bu birçok YouTube kanalıyla kıyaslandığında çok büyük bir rakam değil; ancak ben hayatım boyunca küçük adımlarla ilerlemeyi önemseyen bir kişi oldum. Bunu Ege’de sivil toplum kuruluşu olarak yürüttüğüm başkanlık döneminde oldukça iyi deneyimledim ve benim sabırlı hale gelmemde önemli bir eşik oldu. Şimdi benzer bir süreci YouTube kanalında da ilerletiyoruz. Kanalımız büyüdükçe daha fazla kişiye ulaşacak, sözlerimiz daha fazla karar alıcı üzerinde belki etki uyandıracak, daha fazla kişide yine belki farkındalık oluşturacağız. Tabii ki bunlar sizlerin desteğiyle olacak. Yani 1000 rakamına biraz uzun zaman içerisinde ulaştık ama bundan sonraki süreçte daha hızlı büyüyeceğimizi düşünüyorum. Bunun için bu videoyu beğenerek, yorumlayarak ve paylaşarak bana destek olabilirsiniz. Kanala abone olursanız ve bildirimleri açarsanız, bundan sonra yayınlanacak videolardan anında haberdar olabilirsiniz.

Madem ki 1000 sayısını aştık, biz de görüntüde biraz daha netliğe ulaşmak istedik. Önceki videolara göre görüntü kalitesinde hatrı sayılır bir ilerleme sağlamaya çalıştık. Bundan sonra çekeceğimiz videolarda buna benzer bir görüntü netliği göreceksiniz. Tabii ki elimizde bazı stok videolar var, daha önceden çekilmiş ve yayın için bekleyen. Onlar buna dâhil olmayacak ama bundan sonra çekeceğimiz videolarda daha üst düzey bir netliğe ulaşacağımızı tahmin ediyorum. En azından önceki videolara göre böyle diyelim, kıyaslamayı böyle yapalım ve beklentiyi de çok büyütmeyelim.

Önceki hafta gerçekleşen programımızda demiştik ki 10-16 Mayıs Engelliler Haftası geliyor. Geldi, geçti. Öncekilerden çok da farklı olmadı. Yine birçok kişi ve kurum bizi rahatsız eden, hak temellilikten uzak açıklamalar yaptılar ve Engelliler Haftası’nı bu şekilde, tırnak içinde, savuşturmuş oldular. Biri dedi ki “Engelliler toplumun emanetidir”, bir başkası dedi ki “Engeller sevgiyle aşılır”, öteki de ondan geri kalmadı. “Asıl engel zihinlerdedir” dedi ve zihinsel engelli bireylere hakaret etti. Bunu kimin söylediğinin gerçekten önemi yok çünkü birinin diğerinden farkı yok. O yüzden “A kişisi böyle bir açıklama yaptı, B kurumu şöyle dedi” demeyeceğim ama klişe sözler yine Engelliler Haftası’na damga vurdu.

Bu kadar kalabalık gündem içerisinden, yine de engellilerin gerçek gündemi nedir diye araştırma yaptım ve bu haftanın haberlerini derlemeye çalıştım. İsterseniz başlayalım.

 

İşitme engelli kız çocuğunun gen tedavisi ile duymaya başlaması

Öncelikle İngiltere’deyiz. İngiltere’de işitme engeliyle doğan bir kız çocuğu, gen tedavisi neticesinde duymaya başladı. Haberin detayını okuyalım:

İngiltere’de işitme engeliyle doğan bir kız çocuğu, çığır açıcı nitelikte bir gen tedavisi ile işitme cihazı olmadan duyabilmeye başladı. Kulak içine gen infüzyonu uygulanarak, Sandy’nin kalıtsal sağırlığa yol açan hasarlı DNA’sı değiştirildi. Gen tedavisinde Otof geninin çalışan bir kopyası, geliştirilmiş, zararsız bir virüs kullanılarak hücreye iletiliyor.

Önceki haftalarda beyin çipi yoluyla engelliliğin ortadan kaldırılması konusunu işlemiştik, özellikle de Musk’ın yaptığı çalışmalara atıfta bulunmuştuk. Bu hafta ise gen teknolojilerinin geldiği noktayı görüyoruz. Haberin detaylarına baktığımızda, işitme engeli olan kızın sağ kulağına uygulanmış bu tedavi ve oldukça başarılı sonuç vermiş, olağına yakın bir duyma yetisine ulaşmış deniliyor. Yine açıklamanın devamında ileri düzey işitme engellilere de bu tedavinin uygulanabileceği söyleniyor. Bir yandan engelli bir birey olarak yaşamanın erişilebilir alternatiflerine odaklanılırken, bir başka taraf ise bu yeti yitimlerinin ortadan kaldırılması üzerine çalışıyor. Yani tedavileri geliştiriliyor, beyin çipleri üretiliyor, farklı teknolojiler ortaya çıkıyor. Peki, hayatımızı bu teknolojiler nasıl dönüştürecek? Gerçekten takip etmesi zor. Bir yandan ChatGPT yeni teknolojisini duyurdu ve bu erişebilirlik alanında büyük ilerlemelere yol açacak. Onu ilerleyen programlarımızda farklı konuklarla da konuşacağız zaten. Ama bir yandan erişilebilirlik alanında büyük değişimler oluyor; diğer yandan ise bu haberin başlığında söylendiği gibi çığır açıcı gelişmeler yaşanıyor. Yeti yitimlerinin ortadan kaldırılması konuşulur hale geliyor. Bakalım günün birinde biz engellilik ve erişilebilirlik konularında neleri gündem edeceğiz bu ilerleyen yıllarda Ama çok da uzun olmayan ilerleyen yıllarda bizi daha da netliğe kavuşturacak diye düşünüyorum. Hep birlikte teknolojiyi değerlendirelim, izleyelim bakalım; hayat bize neler gösterecek. Şunu tekrar vurgulayalım: Engelliliğin ortadan kaldırılması umuduyla yaşamak insana kaybettirir. Günü yaşayamazsınız, anı hissedemezsiniz. Hayatı mutlu bir şekilde yaşamanın alternatif yolları her zaman vardır ve bu yolların temelinde erişilebilirlik yatar. İsterseniz günün birinde tedavisi de gelişirse yeti yitiminizin ortadan kaldırılmasını sağlayabilirsiniz. Buna saygı duyarım ama bugünü yaşayın. Bugünü erişilebilir bir şekilde yaşamanın arayışı içerisinde olun.

 

Dem Parti’nin engelliler haftası açıklamaları

Gelelim HDP’nin, yeni adıyla Dem Parti’nin 10-16 Mayıs haftası içerisinde yazılı bir açıklama yayınlamasına. Açıklama uzun aslında, o yüzden bir bölümünü aldım. Vurgu yaptığı konulara değinmeye çalışacağım. Dem Parti açıklamasında, sağlamcı ideolojinin yok saydığı engelli, yaşlı, nöroçeşitli yaşamlar için binalar, sokaklar, iş yerleri ve diğer tüm yaşam alanları kısıtlıdır demiş. Dem Parti Engelliler Komisyonu Eş Sözcüsü Hatice Betül Çelebi yapmış bu yazılı açıklamayı. Nerelere değinmiş? Başlıklarını da söyleyeyim: kamusal alanda erişilebilirlikten söz etmiş, maddi destek ödemelerine vurgu yapmış, engelli istihdamı hakkında görüşlerini paylaşmış, engelli çocuğu olan ebeveynlere psikososyal destek verilmesinin öneminin altını çizmiş, işaret dili tercümesi ve destekleyici teknolojilerden de bahsetmiş.

Geçtiğimiz milletvekilliği seçimlerine HDP çatısı altında katılmıştı bu oluşum biliyorsunuz. HDP, engelli bir milletvekilini meclise göndermedi. Önceki dönemlerde vardı aslında Musa Piroğlu fakat 2023-2028 döneminde HDP’yi temsilen engelli bir milletvekili mecliste olmayacak. Dolayısıyla engelli temsiliyeti mecliste HDP tarafından da yok. Yani sadece açıklama yapmak yetmiyor, engellilik konusuyla ilgili adım atmak için temsiliyeti de görmemiz gerekiyor. Her parti bu konuda sınıfta kalmıştır, buna HDP de dahildir. Yani bugünün adıyla Dem Parti de dahildir. Mecliste engelli bir kişinin olmaması, engellilik konusunun doğrudan gündeme getirilmemesine neden olmaktadır. Evet, siz bazı milletvekillerinize sivil toplum kuruluşlarından gelen belgeleri okutabilirsiniz, mecliste bunların dile gelmesini sağlayabilirsiniz, soru önergeleri verebilirsiniz. Bunların hepsi olmalıdır, oluyor da. Ancak bunu bir engelli milletvekilinin yapması daha büyük etki yaratacaktır. Tıpkı kadınların kendi sorunlarını kendilerinin mecliste haykırabilmesi gibi, daha başka dezavantaj yaşayan grupların

benzer eylemleri gerçekleştirebilmesi gibi. Ama bu konuda HDP de sınıfta kalan bir partidir. Bunu söyleyelim. Diğer taraftan HDP, birtakım hak temelli sivil toplum kuruluşlarının kullandığı jargonu kullanıyor. Sağlamcılığa atıfta bulunuyor. “Sağlamcılık” ifadesini bu partinin dışında hiçbir partide görmüyoruz. Sağlamcılık, bizim ülkemizde yeni yeni gelişmeye başlayan bir kavram. Neyin sağlamcılık olup olmadığının tartışılageldiği bir noktadayız. Ama yine de sivil toplumdan gelen bir kavramın bir parti açıklamasında görülmesi de kıymete değerdir. Yine zaman zaman HDP’nin sosyal medya paylaşımlarında görsel betimlemelere de rastlıyoruz. Görme engelli kullanıcıların parti paylaşımlarında zaman zaman betimlemelerle karşılaştığını ve bunun da önemli bir adım olduğunu söylemiştik. Bu betimlemeler de özenle yapılıyor. Bunu vurgulayalım. Hatice Betül Çelebi’yi de partide hak temelli bir anlayışı içselleştirmeye çalışan kıymetli bir kişi olarak görüyorum. Zaman zaman sosyal medyada paylaşımlarına denk geliyoruz. Yüz yüze bir araya geldiğimizi hatırlıyorum. Dolayısıyla onun burada bulunması, parti içerisinde hak temelli engellilik hareketinin güçlenmesini sağlaması da kıymetli buluyorum. Her parti için olan dileğimizi HDP için de dileyelim. Engelliler, bu partilerde daha etkin konuma gelebilmelidir. Siyasette temsil edilebilmelidir. Milletvekili olarak ve yerel yönetimlerde bulunarak bu sürece katılabilmelidirler.

 

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde Engelliler Dairesi Başkanlığı kuruluyor

Siyasi partiler iktidarda değillerse merkezi yönetimde söz sahibi olamayabiliyorlar. Bunun için mecliste sözlerini söylüyorlar. Araştırma önergeleri veriyorlar, soru önergeleri gönderiyorlar. Bu şekilde mecliste engellilerin veya başka kesimlerin sorunlarını gündeme getiriyorlar. Ama bu seçimlerde bir yerel yönetim gerçeği oluştu. Artık yerel yönetimler daha dengeli biçimde dağıtılmış durumda. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde de, Cumhuriyet Halk Partisi’nde de, Dem Parti’de de önemli belediyeler bulunuyor. Buralar sizin uygulama alanınız. Yaklaşımınızı burada uygularsınız.

Şimdi Dem Parti’ye geri dönelim. Dem Parti’nin kazandığı önemli belediyelerden bir tanesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi. 10 – 16 Mayıs haftasında Diyarbakır’da faaliyet yürüten Engelsiz Bileşenler Federasyonu bir yürüyüş gerçekleştirmiş ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne gitmişler. Orada ağırlanmışlar, karşılanmışlar, taleplerini aktarmışlar. Haberin kısa bir özetini almıştım, onu birlikte okuyalım isterseniz: “Engelsiz Bileşenler Federasyonu başkanı ve üyelerini kabul eden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak, 6 aylık stratejik planımızda ilçe belediyelerimizde engelli şube müdürlükleri ve Büyükşehir Belediyesi’nde Engelliler Daire Başkanlığı’nın kurulmasının yer alacağını belirtti. Kendi özgün bütçesi ile Engelliler Daire Başkanlığı ve şubelerini kuracağımızı hepinize duyurmak istiyoruz. Hayırlı olmasını diliyoruz.” Haberin detaylarına baktığımızda, bu daire başkanlığının kuruluş sürecinde ildeki sivil toplum kuruluşlarıyla etkileşim kurulacağı söyleniyor. Katılımcı bir süreç oluşturulacağı dile getiriliyor. Bu önemlidir. Federasyon Başkanı Abdülmecid Yılmaz, ki kendisini tanıyorum, birbirimizi iyi tanırız, o da Diyarbakır’da hak temelli mücadeleyi devam ettiriyor ve önemli işler yapıyorlar Federasyon olarak da kurdukları dernekler yoluyla da. Taleplerini aktarmış ve bunun önemli bir adım olacağına değinmiş. Eğer gerçekten Büyükşehir Belediyesi bünyesinde engellilik alanında faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir ilerleme gerçekleştirilecekse bu önemlidir. Çünkü bugün AK Parti dışındaki diğer partilerin uygulama alanı yönettikleri belediyelerdir. Eğer siz belediyelerinizde sözlerinizi eyleme geçirebilirseniz, vatandaşlar onun karşılığını size verir. Eğer sözlerinizi eyleme geçiremezseniz tam tersini yapacaktır vatandaş. Biz engellilikle ilgili böyle bakarız. Mesela deriz ki bunlar 10 – 16 Mayıs haftasında konuşuyorlar ama eyleme de geçiyorlar veya 10 – 16 Mayıs haftasında konuşuyorlar ve orada bırakıyorlar.

Evet, 2023 seçimlerinde bütün partiler engellileri meclise getirip temsiliyeti sağlamayarak sınıfta kalmıştır. Şimdi izleyeceğimiz süreç belediyelerdir. 2024-2029 döneminde engellilik alanında ve erişilebilirlik konularında neler yapacak belediyeler hep birlikte izleyeceğiz ve bu kanal açık olduğu sürece de hangi parti olursa olsun iyiye iyi, iyi olmayana da iyi değil diyeceğiz. Bundan emin olabilirsiniz.

 

Elektrikli skuterlerin görme engellilere oluşturduğu engel

Türkiye Körler Federasyonu Başkanı Emin Demirci bir açıklama yapmış, birçok konuya değinmiş aslında. Kentte yaşanan erişilebilirlik sorunlarına, istihdam sorunlarına, zihinsel engellilerin karşılaştığı problemlere. Haberin detayında zaten bu açıklamayı görürsünüz. Ama en başta vurgu yaptığı şeylerden bir tanesi elektrikli scooterlar ki; gerçekten büyük problem olmaya başladı. Biz kaldırımlarda olur olmadık yerlerde elektrikli scooterlar görüyoruz ve son zamanlarda bizim en büyük problemlerimizden biri bu oldu. Kaldırımda yürümemizi engelliyor. Hafif yaralanmalara neden oluyor. Bununla ilgili düzenleme yapılması gerekiyor. Haberin özet metninde yetkililere scooterlar için çözüm bulması gerektiğini vurgulayan Demirci, elektrikli scooterlar için park yerleri yapılabileceğine işaret etti. Elektrikli scooterları kaldırıma bırakanların yaşlı, engelli, hamile insanları düşünmesi gerektiğini dile getiren Demirci, buna takılıp düşerler diye insanların empati kurması gerektiğini vurguladı. “Lütfen elektrikli scooterları rastgele bırakmak yerine ayak altı olmayan bir köşe bulup oraya bıraksınlar,” demiş. Vatandaşlara da böyle çağrıda bulunmuş. Gerçekten de yerel yönetimlerin ve diğer yetkililerin bu elektrikli scooter meselesini önemsemeleri gerekiyor. Çünkü biz görme engelliler ve diğer engelliler için son zamanların en büyük meselelerinden biri hale gelmeye başladı. Biz kaldırımlarda bulunan araçlardan, direklerden, ağaçlardan şikayet ederken bir de elektrikli scooterlar gündem oldu. Bakalım ilerleyen zamanlarda bu konuda önlemler alınacak mı, hep beraber göreceğiz. Yoksa bu engele de alışacak mıyız, onu da hep birlikte yaşarız, paylaşırız. Sizlerle birlikte değerlendiririz.

 

Ankara’da otobüslerde sesli anons sisteminin çalışmaması

Yine ulaşımla devam edelim, Ankara’dayız. Ankara’da otobüslerde erişilebilirlik alanında değişimler olacağına dair açıklamalar yapıldı. Biz biliyorsunuz aylar öncesinde bu konuyu bu kanalda detaylı olarak işlemiştik. İki müstakil programda iki ayrı konuğumuzla konuyu detaylı olarak sizlerle paylaşmıştık. Ankara’da bulunan toplu taşıma araçlarında, otobüslerinde uzun yıllardır sesli anons sistemi çalışmıyor. Yani hangi durağa geldiğimizi söyleyen sesleri biz artık otobüslerde duymuyoruz. Zaten halk otobüsü dediğimiz otobüslerde yoktu da belediye otobüslerinde vardı, onlar da çalışmamaya başlamıştı. Şubat ayında bize denilmişti ki yeni bir ihale yapılıyor. Haziran’dan sonra araç içerisindeki validatörler değişecek. Dolayısıyla da sizlerin sorunu da artık kalmayacak. Yine bu açıklamada da benzer şeyler söylenmiş, araç içerisindeki makineler eski olduğu için güncel teknolojilerle kullanılamıyor. Gerekli firma bakımını yapmadığı için biz de yeniden bu konuyla ilgili girişimlerde bulunup Haziran ayının 20’sinden sonra artık engelliler de sesli anons sistemlerine kavuşacaklar. Benzer şeyler söylenmiş. Açıklamalar bölümündeki linke tıklayarak konuyla ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz. Önceki haftalarda bu konuyu kanalda derinlemesine irdelediğimiz için bu haberi de 19. bölümün gündemine almayı uygun buldum. Değerli izleyiciler, tabii ki gelişmeleri paylaşacağız. Hep birlikte bakalım. Söz verildiği gibi Haziran ayından sonra sesli anons sistemleri daha fazla çalışır hale gelecek mi? Tabii ki Ankara’da yaşanan tek problem sesli anons sistemleri değil, başka erişilebilirlik problemleri de var. Onların da takibini yapmak lazım. Bunun dışında başka illerde de böyle sorunlar görüyoruz. Onlarla ilgili de haberler geliyor. Zaman zaman paylaşmaya çalışıyoruz. Her hafta farklı illerde yaşanan, kaldırımlarda arabaların park edilmesi gibi sorunları ve hissedilebilir yüzeylerin, yani halk arasındaki adıyla sarı çizgilerin, bir ağaca nasıl yönlendirdiğini görüyoruz. Yine başka illerde toplu taşıma araçlarında şoförlerle engellilerin yaşadığı problemleri görüyoruz. Bu sorunlar artık engellilerin gündeminde sabit hale geldi ve sıkça konuşuluyor. Herhalde bundan sonra da bir süre konuşacağız ama konuşmanın ötesine geçip eylemlerde bulunmamız da gerekiyor. Bunun için de sivil toplum kuruluşları olarak aksiyon almamız gerekiyor. Bu dönem öyle bir dönem ki, geçtiğimiz yıllarda savunuculuk yapılamaz duruma gelmişti. Konjonktürel olarak biraz daha sivil toplum kuruluşları geri çekilmeye başlamıştı. Ancak artık savunuculuğun en iyi yapılabileceği noktada olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü merkezi yönetim bir partide, yerel yönetimlerse başka partilerde. Her partiye yönelik savunuculuk çalışmaları yapabiliriz ve taleplerimizi dile getirebiliriz. Bakın, bunlar çok önemli. Bu dönemi iyi değerlendirelim. Tabii ki bir dezavantajımız var, o da ekonomik kriz. Taleplerimiz maliyet anlamına geliyor başkaları tarafından ama olsun. Sesimizi güçlü çıkarırsak taleplerimiz de yerine gelir. Çünkü ekonomik krize rağmen sesini güçlü ifade edebilen kesimler sorunlarını daha hızlı çözebiliyor.

 

YKS’de engelli adaylara ek süre düzenlemesi

18. haftadan bu bölüme devreden bir haberle devam ediyoruz. Yükseköğretim Kurulu, 2022’de bir yönetmelik yayınlamıştı. Bu yönetmelik engellilerin sınavlarıyla ilgiliydi. Hem üniversitelerde hem de ÖSYM’nin üniversiteye giriş sınavlarında uygulanacak bir yönetmelikti ama bu yönetmelik 2 defa ertelenmişti. ÖSYM’nin uyarlamalarının hayata geçeceği tarih 2 defa ötelenmişti. Bunun nedenlerini ve detaylarını 18. bölümde bir dosya halinde size sunmuştum. O yüzden tekrara düşmek istemiyorum. İsteyen 18. bölümün ilgili kısmını takip edebilir. Orada mevzuatla ilgili de daha detaylı bilgi var. Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuran bir öğrenciden bahsetmiştik. Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuran öğrenci demişti ki, “Ben %76 engelliyim. Eğer YÖK’ün yönetmeliği şu an aktif olsaydı bana ek süre verilecekti ama yönetmelik ertelendiği için ben bu ek süreden faydalanamıyorum.” KDK, bu öğrencinin talebini haklı bulmuştu ve ÖSYM’ye ek süreyi bu yıl uygulayalım demişti. ÖSYM de KDK’nın tavsiyesini uyguladı ve bir açıklama yayınladı. Şimdi o açıklamanın ilgili bölümünü alalım: “2024 YKS dahil yükseköğretime geçiş sınavlarında ek süreden faydalanma hakkı olmayan, okuyucu ve işaretleyici yardımı alan engelli adaylara 30 dakika ek süre verilmesine karar verilmiştir” denilmiş. Bu şu demek: Eğer sizler okuyucu ve işaretleyici alıyorsanız ve daha önceki düzenlemede ek süre hakkınız yoksa, ancak yeni düzenlemeyle ek süreden yararlanma hakkı size verildiyse, 30 dakika ek süreye sahipsiniz demektir. Bu açıklama biraz da yanlış anlaşılmalara yol açmış. Özellikle de görme engellilerde, “Acaba görme engellilere de mi 30 dakika ek süre verilecek?” sorusu gündeme gelmeye başladı. Burada şöyle bir şey var: Şekil ve grafik içeren sorulardan muaf olan görme engellilere ek süre veriliyor zaten. Burada ek süre nasıl veriliyor? Sözel sorularda her soruya bir dakika ayrılıyor. Şekil ve grafik içeren sorulardan muaf olan görme engellilere bir buçuk dakika veriliyor. Sayısal sorular için ise iki kat süre veriliyor; bir dakika yerine iki dakika veriliyor ve ek süre buna göre belirleniyor. Görme engellilere sorulan sorular üzerinden bir ek süre hesaplaması yapılıyor. YKS’de ek süre de buna göre ayarlanıyor. O yüzden bu 30 dakika meselesi, görme engelli adayları ilgilendirmiyor. Onun dışında okuyucu ve işaretleyici hizmetinden yararlanan kişileri ilgilendiriyor.

Değerli izleyiciler, yoğun bir Engelliler Haftası’nı geride bıraktık. Bu gündem içerisinden engellilerin gerçek gündemini ayıklamaya çalıştık ve karşımıza bu haberler çıktı. Bu videoyu beğenerek, yorumlayarak ve paylaşarak bana destek olabilirsiniz. Kanalın daha hızlı büyümesinde sizler de etkin olabilirsiniz. Ayrıca kanala abone olup bildirimleri açarsanız, bundan sonra yayınlanacak videolardan anlık olarak haberdar olabilirsiniz.

Bir sonraki videoda görüşene kadar kendinize iyi bakın.

Paylaş: