|

Engellilerin gündemi (13. bölüm)

 

Merhaba değerli izleyicilerimiz,

 

Engellilerin Gündemi yayınının 13. bölümüyle sizlerle birlikteyiz. Hepiniz yayınımıza hoş geldiniz. Bu bölümde, yine geride bıraktığımız 2 hafta içerisinde engellilik alanında yaşanan gündemi inceleyeceğiz. En fazla neler konuşuldu, hangi konular tartışıldı? Onlarla ilgili yorumlarımızı yapacağız. Sizler de bu videoyu beğenerek, yorumlayarak ve paylaşarak destek olabilirsiniz. Kanala abone olursanız, hem beni memnun edersiniz hem de bundan sonra yayınlanacak videolardan anlık olarak haberdar olabilirsiniz. Videoda bulunan zaman damgalarını tıklayarak, ilginizi çeken haberle ilgili açıklamalara doğrudan gidebilirsiniz. Ayrıca, yine açıklamalar bölümünde her haberin linki var; bu linke tıklayarak detayları görebilirsiniz. İsterseniz, başlayalım.

 

EKPSS yerleştirme sonuçları ve açıklanan veriler

19 Şubat tarihinde, merakla beklenen EKPSS yerleştirme sonuçları açıklandı. Bildiğiniz gibi, 2.392 kadro için EKPSS kura ve sınav sonuçlarıyla yerleştirme takvimi vardı. Geçen ay tercihler yapıldı ve herkes yerleştirme sonuçlarının ne zaman açıklanacağını merak ediyordu. Diğer taraftan, yeni sınav için başvurular da alınmaya başladı. Ve sınav sonucunu bekleyenler, başvuruyu ertelemişlerdi. Başvuru takvimi içerisinde sınav sonuçlarının da açıklanması gerekiyordu ve bu beklenen oldu. 19 Şubat tarihinde sınav sonuçları açıklandı. Bu açıklanan sonuçlarla beraber, ÖSYM bazı verileri de paylaştı. Kaç kişi atandı, kaç kişi tercih yapmıştı, onlarla ilgili bir takım bilgileri görebiliyoruz ÖSYM’nin web sitesinde. Şimdi onlara bir bakalım. Öncelikle lisans kademesinden toplam tercih yapan sayısı 5.246. Aslında kontenjan 1.320 idi, yerleşen sayısı ise 1.207. Yani ciddi bir açık görünüyor. 114 kadroya atama yapılamamış görünüyor. Lisans düzeyinde yapılan atamalarda 114 kişi atanamadı. Bunlar boş kontenjan olarak karşımıza çıkıyor. Aynı durumu ön lisans kademesi için inceleyelim. Tercih yapan sayısı burada daha fazla, 9.133 kişi tercih yapmış. Toplam kontenjan 552 idi, yerleşen sayısı ise 523. Burada da 29 kadronun açıkta kaldığını, bu 29 kadroya hiç kimsenin yerleşemediğini görüyoruz. Ortaöğretim kademesinde durum nasıl diye soracak olursak, hemen onu da inceleyelim. Lise kademesi için tercih yapan sayısı burada daha fazla tabii ki lisans ve ön lisansa göre. 28.751. Burada kontenjan diğerlerine göre daha az, 423. Yerleşen sayısı ise 384. Burada da 39 kadronun boş kaldığını, bu kadar kişinin yerleşemediğini görüyoruz. Bir de toplam veriyi inceleyelim. Toplam tercihte bulunan aday sayısı 43.130. Toplamda, kura haricindeki kontenjan dağılımını söylüyorum size, kura farklı biliyorsunuz. 2.296 kişi sınav sonuçlarına göre yerleştirilecekti. Geri kalanlar ise kura ile yerleştirilecekti. Bu 2.296 kadronun 2.114’ü dolmuş fakat 182’si ise boş kalmış görünüyor lisans, ön lisans ve lise kademelerini topladığımızda. Peki o zaman kaç kişinin yerleştirildiğini söyleyebiliyoruz? Toplam kontenjan sayısı, kura başvurularıyla beraber 2.392 idi. Biz buradan 182 sayısını çıkaracağız. Çünkü 182 kadroya yerleştirme yapılamadı. 2.210 kişinin, biz 19 Şubat tarihinde açıklanan sonuçlar neticesinde bir kuruma yerleşmeye hak kazandığını söyleyebiliyoruz. Yani 2.392 kadro için çağrıya çıkılmıştı ama bunlardan 2.210 tanesi doldu diyebiliyoruz. Çünkü kura ile ilgili bir veri paylaşmamış ÖSYM. Burada bütün kuraya ayrılmış kadroların olduğunu söyleyebiliyoruz. Kura sonuçları da noter huzurunda çekilmişti aynı gün. Bunun da sonuçları ÖSYM’nin web sitesinde yer alıyor. Yerleşen adayları tebrik ediyorum. Yerleşemeyen adayların da yeni sınavla beraber hak ettikleri sonucu almalarını diliyorum.

 

CHP Yenimahalle Belediyesi Meclis Üyesi Adayı Elif Gamze Bozo

Biraz siyaset konuşalım. Bildiğiniz gibi, son günlerde yerel seçimler hakkında konuşuyoruz. Yerel seçimler konuşulurken, engellilerin en çok konuştuğu iki konu geliyor aklıma. Bunlardan biri temsiliyet, diğeri ise erişilebilirlik. Temsiliyet derken, engellilerin siyasette ne kadar temsil edildiğini merak ediyoruz. Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerde, engellilerin çok fazla temsil edilmediği görülmüştü. Peki, belediye seçimlerinde durum ne olacaktı? Farklı illerden ve ilçelerden belediye meclis üyesi aday adayı olan arkadaşlarımız oldu ve biz bunlardan ikisiyle röportaj yapmıştık. Bu kanalda ‘Siyaset ve Engellilik’ serisinde bu arkadaşlarımızı ağırlamıştık. Bu kişilerden biri Elif Gamze Bozo’ydu. Elif Hanım gerçekten yoğun bir çalışma süreci geçirdi. Bir kısmına ben de şahit oldum, bir kısmını uzaktan izledim. Zaman zaman belki de sağlık durumundan ödün vererek kendini en iyi şekilde zorladı ve fiziksel açıdan belki de yıpranarak yoğun bir süreci geride bıraktı. Ancak, beklediğimiz sonuç gelmedi. Yeni Mahalle’de 17. sıradan aday olabildi. Bu büyük ihtimalle onun seçilemeyeceği anlamına geliyor. Ancak Elif Hanım tabii ki yılmayacak. Hem sivil toplum alanında hem de siyaset alanında aktivizmini sürdürecektir. Yakın zamanda Bianet’e röportaj vermiş. “Ankara’da Yenimahalle’de yurttaşların siyasette temsilinin sembolik olmasından rahatsız olan bir meclis üyesi adayı var. Engelleri ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için mücadele edeceğiz diyen cam kemik hastası Elif Gamze Bozo, engellileri siyasette temsil etmek için Cumhuriyet Halk Partisi’nden Yenimahalle Belediye Meclis Üyesi adayı oldu.” Röportajın devamını mutlaka okuyun. Orada erişilebilirlikten bahsediyor. Engelli bir kadın olarak karşılaştığı güçlüklerden bahsediyor. Kendi yaşam öyküsünden bahsediyor. Ben bu röportajın okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda Elif Hanım’la yaptığım videoyu da izlemenizi tavsiye ediyorum. Onu çok daha yakından tanıyacaksınız. Samimiyetine siz de kanaat getireceksiniz diye düşünüyorum. Videoyu ‘Siyaset ve Engelliler’ başlığı altında oynatma listesinde bulabilirsiniz. Mutlaka hem röportajı okuyun hem de benim videoyu izleyin. Elif Hanım daha yakından tanınmayı hak ediyor ve bundan sonraki dönemde onu umarım siyasette önemli kademelerde görürüz. Ancak yine de şunu söylemem lazım, bu seçim döneminde beklediğimiz sonuçları alamadık. Engelliler siyasette yeterince temsil edilemediler. Bazı arkadaşlarımız meclis üyesi adayı oldular ama seçilebilecek yerde değiller. Umarım benim bilmediğim farklı il ve ilçelerde meclis üyesi adayı olup da seçilebilecek sıradan gösterilenler olmuştur ve onları bu dönemde yerel olarak siyasette temsil edilir halde görürüz.

 

Rehber köpek RoboGuide

Bir robot köpekten bahsedeceğiz. İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’nde görev yapan bilim insanları, görme engelli insanlara yardım etmek amacıyla 4 ayaklı bir rehber köpek robotu geliştirdi. Bu robot, önündeki nesneleri veya engelleri gördükten sonra o engelden kaçabiliyor. Haberin detayında, çalışmayla ilgili daha fazla bilgi var. İsteyenler, açıklama bölümündeki ilgili linke tıklayarak bunu okuyabilirler. Bu konuda bir çalışma yapılacağını düşünmek için bu alana kafa yoruyorsanız dahi olmaya gerek yok. Engellilik ve hayvan çalışmaları konusunda yapılan bir toplantıda bu konuyu tartışmıştık. Acaba rehber köpekler ve görme engelliler arasındaki ilişki ne kadar hiyerarşik, ne kadar anti hiyerarşik diye bir konu atmıştım ben ortaya. Çoğu akademisyen olan birçok kişi bu konuyu şimdiye kadar gündeme getirmemişlerdi. Burada konuşulan ve tartışılan şeylerden bir tanesi de belki bu konunun robotlar aracılığıyla çözülebileceği ve robot köpekler üretilebileceği idi. Nitekim bu konu üzerinde çalışılmış ve çalışmalar devam ediyor. Belki bunu yapan tek yer Glasgow Üniversitesi değildir. Dünyada başkaları da bu konu üzerinde çalışıyordur. Onlarla ilgili haberler zaman zaman düşer ve biz de burada paylaşırız. Türkiye’de rehber köpek konusu, önceki İngiliz Büyükelçisi’nin eşi görme engelli olduğu için gündeme gelmişti. Ondan sonra Türkiye’de Rehber Köpekler Derneği açıldı. Az sayıda da olsa rehber köpek sahibi olan arkadaşlarımız oldu. Bu dernek, çalışmalarını sürdürüyor. Önemli kaynaklar da onu destekliyor diye görüyoruz sosyal medyadan. Bazı arkadaşlarımız da var, dernek yönetiminde ve gönüllüsü. Onlarla da belki ilerleyen zamanda görüşürüz. Ben hep bunu düşündüm: Yani rehber köpekler ve görme engelliler arasında bir hiyerarşi var mı, olmalı mı, olmamalı mı? Bu sorun çözülebilir mi? Yapay zeka ve robot teknolojisi bu sorunun çözümünde nasıl bir yer edinir, bunu hep beraber göreceğiz. Bakalım RoboGuide ve benzeri çalışmalar bundan sonra bizi nereye götürecek? Diğer yanıyla da beyaz baston ve rehber köpek, 2 ayrı bağımsızlık aracı gibi görünüyor. Bakıldığında zaten yasalarda da rehber köpekler eşya konumunda değerlendiriliyor. Yani bir canlı olarak çok fazla konumları yok. Bu aslında genel olarak hayvan hakları meselesinin de bir problemi, hayvanların bir canlı olarak değil de bir meta olarak, bir mal olarak değerlendirilmesi meselesi. Bu büyük bir sorun olarak görülüyor hayvan hakları savunucuları tarafından. Diğer yandan biz bunu engellilik çalışmaları bağlamında değerlendirdiğimizde de, onları bir yoldaş, bir can olarak tabii ki rehber köpek kullanan dostlarımız böyle görüyorlar ama yasalar pek böyle görmüyor. Onlar bir araç olarak, bağımsızlık aracı olarak değerlendiriliyorlar. Aslında benim kaygılandığım, benim biraz üzerine kafa yorduğum şey, acaba bu böyle olmalı mı? Dediğim yerde burası tabii eleştirilebilirim ben bu konuda. Bu konunun biraz tartışılması, olgunlaştırılması, hayvan çalışmaları ve engelli çalışmaları alanlarının birbirine daha nasıl yaklaşabileceği ve anti hiyerarşik olmayan bir ilişkilenme biçiminin nasıl kurgulanabileceği tabii ki üzerinde tartışılmayı gerektiriyor. Ama bence tartışılmalı. Bunu da gündem yapalım. “Birçok sorunumuz var. Bunu da mı gündem yapalım” diyenler oluyor ama olsun; bunu da gündem yapalım. Her şeyi konuşalım, her şeyi sorgulayalım, tartışalım ve beraber bir yol bulmaya çalışalım. Bulamıyorsak kendimiz o yolu açalım diye düşünüyorum. Beyaz baston ve rehber köpek birbirinden ayrı olarak düşünülebilir. Birbirini destekleyen araçlar olarak da düşünülebilir. Nitekim ben mesela şunu söylemiştim, rehber köpek kullanan bir arkadaşımızın iyi de bağımsız hareket becerisinin olması lazım. Beyaz bastonu da iyi kullanması lazım. Bunu dediğim zaman, bu konuda faaliyet yürüten bazı arkadaşlar itiraz etmişlerdi. ‘Böyle olmasına gerek yok’ demişlerdi. Fakat ben, sonradan öğrendim ki yurt dışında rehber köpek alanında çalışan kuruluşlar, görme engellilerin beyaz baston kullanım becerisinin de iyi olmasını bir şart koşuyorlarmış. Ben bu konudaki farkındalığın, Türkiye’de de daha gelişmiş olmasını beklerim. Ama bu konuyla ilgili daha fazla ilgilenen arkadaşlarımız var. Onları da biz, burada ilerleyen zamanlarda ağırlarız zaten.

 

İşitme engellilerin Kızılay’da erişilebilir kan verme işlemleri

İşitme engellilerle ilgili bir haberimiz var, Ankara’dayız. Ankara’da bulunan Türk Kızılay Orta Anadolu Bölge Kan Merkezi’nde, işitme engelli vatandaşlara özel kan verme etkinliği düzenlendi. Haberde, Türk Kızılay Kan Bağışçısı Yönetimi Müdürü Doktor Metin Kalender, bu konuda bir açıklama yapmış. ‘Doldurulacak formların videolarını çekip dijital mecralarımızda yerleştirdik. Vatandaşlarımız gelmeden önce bu videoları izleyerek, aslında geldiklerinde formlarda nelerle karşılaşacağını önceden anlayabilirler. Geldikten sonra da sadece doktorla olan iletişimde tercümanlar eşliğinde çalışacaklar. Bu da hız anlamında büyük bir avantaj sağlayacak’ demiş. Evet, işitme engellilerin en önemli bariyerleri aslında iletişim. Hayatın birçok alanında, eğitimde, istihdamda, sosyal yaşamda, kültürel alanlarda, iletişim sorunları nedeniyle erişilebilirlik mağduriyeti yaşıyorlar. Bu konuda mücadele yürütüyorlar. Kızılay’da geçmiş dönemde farklı engel gruplarına yönelik bazı rahatsız edici, hoş olmayan durumlar vardı. Görme engelliler alanında ve işitme engellilerle ilgili de kan verme süreçleriyle ilgili olumsuzluklar vardı. Bu konuda haberler de yayınlanıyordu. Sorun yaşayan arkadaşlarımızın varlığını da biliyorduk. Görme engelliler alanında Braille formlar geliştirildi ve daha farklı düzenlemeler de yapıldı. Bu konudaki sorunlar azalmaya başladı. İşitme engelliler alanında da videolarla formların içeriği hakkında bilgilendirme sağlanması bence önemli. Diğer taraftan, acaba gerçekten her kan verme merkezinde tercüman olabilecek mi? Bu kadar tercüman var mı işitme engelliler alanında, bunu bilmiyorum. Acaba bazı kan verme merkezlerinde mi bu hizmet uygulanabilecek? Onunla ilgili detay bu haberde yok ama Kızılay’dan araştırmak lazım. Bütün kan verme merkezlerinde şimdi engellilerin erişilebilir olarak kan verebilmesi mümkün mü? Yoksa bazı illerde bazı kan verme merkezleri için mi bu tür düzenlemeler var? Başlangıç olarak böyle mi harekete geçildi? Onu da merak ediyorum. Bunu Türk Kızılay’dan öğrenebiliriz diye düşünüyorum. Bununla ilgili de ilerleyen haftalarda daha detaylı bilgiler paylaşırız. Sizlerin bilgisi varsa yorum bölümünde paylaşabilirsiniz, öğrenmiş oluruz.

 

İstanbul’da otizmli öğrenciye şiddet iddiası

Şimdi İstanbul’a geldik. Otizmli öğrenciye şiddet iddiası var haberimizde. İstanbul Büyükçekmece’de faaliyet gösteren bir otizm spor okuluna giden %70 zihinsel engelli Kadir A’nın öğretmen Veysel B tarafından darp edildiği iddia edildi. Yaşanan olay, 6 Şubat Salı akşamı Kadir Ağa’nın spor merkezinden döndükten sonra annesine ‘Anne, öğretmen sopayla beni dövdü. Boğazımı sıktı, bacağıma vurdu’ demesiyle ortaya çıktı. Bunun üzerine oğlunun tişörtünü çıkaran kadın, vücudunun çeşitli yerlerinde morluklarla karşılaştı. Haberin daha fazla detayı var, linke tıklayarak okuyabilirsiniz. Ailenin iddiasına göre, bu sadece o gün gerçekleşen bir şey değil. Uzun süre devam ettiği düşüncesindeler çünkü vücudunun farklı yerlerinde farklı yaralanmışlıklar, morluklar görülüyor. Aile hastaneye gidiyor, darp raporu alıyor, şikayette bulunuyor ve ilgili öğretmenin tutuklandığını da görüyoruz. Bu süreç artık yargı aşamasında, yeni gelişmeler olur da basınla paylaşılırsa sizlerle yine bu konuyu değerlendirmek isteriz. Şunu söylemem gerekiyor: Özel eğitim alanında yetişmiş öğretmen sıkıntısı var. Özel eğitim alanında farklı rehabilitasyon merkezleri açılıyor, okullar kuruluyor fakat buralarda görev yapan öğretmenler ne kadar işinin ehli sorusunun cevabı tabi biraz soru işareti bende. Çünkü ülkede özel eğitim alanında yeterli eğitimi verecek fakülte yok. Bunlardan mezun olanların bir kısmı kamuda çalışıyor. Diğer yandan bu rehabilitasyon merkezleri arasında suiistimale açık yerler de var. Açıkçası işini iyi yapmayan çok fazla rehabilitasyon merkezi olduğunu da duyuyoruz ve buradaki yöneticiler daha ucuza öğretmen çalıştırmak için işinin ehli olmayan kişilerle de anlaşabiliyorlar. Burada öğretmenin spor alanından geldiği anlaşılıyor. Haberin detaylarında böyle bir açıklama var. Eğer spor alanında eğitim verecekse bir öğretmen, bu kişinin de eğitim vermeden önce özel eğitim alanında yetişmesini sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekebilir. Hizmet içi eğitimler düzenlenebilir. Bu konuya özen göstermek gerektiği anlaşılıyor. Çünkü engelli öğrenci ve şiddet vakası konusu hep konuştuğumuz bir şey. Sürekli gündemde olabiliyor. Bu tür vakaların artık konuşulmaması için yapılması gereken şeylerden bir tanesi denetimdir. Bu konuda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin sıkı bir denetime tutulması önemlidir. Gerçekten işini iyi yapıyor mu bu kurumlar? Elbette ki yapanların sayısı çok daha fazla ama yapmayan kurumlara giden öğrencilerimiz mağdur oluyorlar. Hatta daha kötüsü, şiddete uğrayabiliyorlar, bunu çözmek lazım. Diğer taraftan da buralarda, bu kurumlarda öğretmenlik yapan kişilerin gerçekten özel eğitim alanında ne kadar bilgi sahibi olduğu da incelenmeli ve bu konuda bu kişilerin güçlenmesini sağlayacak tedbirler alınmalı diye düşünüyorum.

Değerli izleyiciler, Engellilerin Gündemi programımızın 13. bölümünü de noktalıyoruz. Bu videoyu beğenerek, yorumlayarak ve paylaşarak destek olabilirsiniz. Kanala abone olursanız hem beni memnun edersiniz, hem bundan sonra yayınlanacak videolardan haberdar olabilirsiniz. Videonun açıklama bölümünde zaman damgaları var, istediğiniz haberle ilgili yoruma doğrudan gidebilirsiniz. Haberlere ait linkler de var, o linklere tıklayarak sizler de haber hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Engellilerin gündeminde konuşulmasını istediğiniz bir başlık varsa, bana iletişim kanallarım aracılığıyla ulaştırabilirsiniz. Sonraki bölümlerde bu konuları da masaya yatırabiliriz. Bir sonraki videoda görüşene kadar kendinize iyi bakın.imdi istanbul’a geldik. Otizmli öğrenciye şiddet iddiası var haberimizde. Istanbul büyükçekmece’de faaliyet gösteren bir otizm spor okuluna giden %70 zihinsel engelli kadir ağının öğretmen Veysel bey tarafından darp edildiği iddia edildi. Yaşanan olay 6 Şubat Salı akşamı kadir ağa’nın spor merkezinden döndükten sonra annesine anne öğretmen sopayla beni dövdü. Boğazıma sıktı, bacağıma vurdu demesiyle ortaya çıktı. Bunun üzerine oğlunun tişörtünü çıkaran kadın, vücudunun çeşitli yerlerinde morluklarla karşılaştı. Haberin daha fazla detayı var linke tıklayarak okuyabilirsiniz. Ailenin iddiasına göre, bu sadece o gün gerçekleşen bir şey değil. Uzun süre devam ettiği düşüncesindeler çünkü vücudunun farklı yerlerinde farklı yaralanmışlıklar, morluklar görüyor. Aile hastaneye gidiyor, darp raporu oluyor, şikayette bulunuyor ve ilgili öğretmenin tutuklandığını da. Görüyoruz bu süreç artık yargı aşamasında yeni gelişmeler olur da basınla paylaşılırsa sizlerle yine bu konuyu değerlendirmek isteriz. Şunu söylemem gerekiyor. Özel eğitim alanında yetişmiş öğretmen sıkıntısı var. Özel eğitim alanında farklı rehabilitasyon merkezleri açılıyor. Okullar kuruluyor fakat buralarda görev yapan öğretmenler ne kadar işinin ehli sorusunun cevabı. Tabi biraz soru işareti bende. Çünkü hem ülkede özel eğitim alanında yeterli eğitimi verecek fakülte yok. Bunlardan mezun olanların bir kısmı kamuda çalışıyor. Diğer yandan bu rehabilitasyon merkezleri arasında suiistimali açık yerlerde var. Açıkçası işini iyi yapmayan çok fazla rehabilitasyon merkezi olduğunu da duyuyoruz ve buradaki yöneticiler daha ucuza öğretmen çalıştırmak için işinin ehli olmayan kişilerle de anlaşabiliyorlar. Burada öğretmenin. Spor alanından geldiği anlaşılıyor. Haberin detaylarında böyle bir açıklama var. Eğer spor alanında eğitim verecekse bir öğretmen bu kişinin de eğitim vermeden önce özel eğitim alanında yetişmesini sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekebilir. Hizmet içi eğitimler düzenlenebilir. Bu konuya özen göstermek gerektiği anlaşılıyor. Çünkü engelli öğrenciyi ve şiddet vakası konusu hep konuştuğumuz bir şey. Sürekli gündemde olabiliyor. Bu tür vakaların artık konuşulmaması için. Yapılması gereken şeylerden bir tanesi denetimdir. Bu konuda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin sıkı bir denetime tutulması önemlidir. Gerçekten işini iyi yapıyor mu bu kurumlar? Elbette ki yapanların sayısı çok daha fazla ama yapmayan kurumlara giden öğrencilerimiz mağdur oluyorlar. Hatta daha kötüsü şiddete uğrayabiliyorlar, bunu çözmek lazım. Diğer taraftan da buralarda bu kurumlarda öğretmenlik yapan kişilerin gerçekten özel eğitim alanında ne kadar bilgi sahibi olduğu da incelenmeli ve bu konuda bu kişilerin güçlenmesini sağlayacak tedbirler alınmalı diye düşünüyorum. Değerli izleyiciler, engellilerin gündemi programımızın 13. Bölümünü de noktalıyoruz. Bu videoyu beğenerek yorumlayarak ve paylaşarak desek olabilirsiniz. Kanala abone olursanız hem beni memnun edersiniz. Hem bundan sonra yayınlanacak videolardan haberdar olabilirsiniz. Videonun açıklama bölümünde zaman damgaları var istediğiniz haberle ilgili yoruma doğrudan gidebilirsiniz. Haberlere ait linklerde var o linklere tıklayarak sizler de haber hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Engellilerin gündeminde konuşulmasını istediğiniz bir başlık varsa bana iletişim kanallarım aracılığıyla ulaştırabilirsiniz. Sonraki bölümlerde bu konuları da masaya yatırabiliriz. Bir sonraki videoda görüşene kadar kendinize iyi bakın.

Paylaş: