2024 Miss Turkey güzeli İdil Bilgen’i Altı Nokta Körler Derneği mi birinci seçti?
Programda Miss Turkey 2024 güzellik yarışması ve bu yarışma etrafında oluşan tartışmalar detaylı bir şekilde ele alındı. İdil Bilgen’in birinci seçilmesi sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve güzellik kavramı üzerine yoğun tartışmalara neden oldu. Bu tartışmalar, kadın güzelliğinin toplumsal normlar ve eril bakış açısıyla nasıl şekillendiği sorusunu gündeme getirdi. Güzellik yarışmalarının kadınları fiziksel görünüşe indirgemesinin eleştirildiği bu tartışmalarda, yalnızca erkeklerin değil, kadınların da bu bakış açısını dile getirdiği vurgulandı.
Yarışmanın sonuçları sonrası sosyal medyada sıkça dile getirilen “Körler mi İdil Bilgen’i Miss Turkey güzeli seçti?” gibi alaycı yorumlar, körlük üzerinden yapılan hakaretlere dönüştü. Sosyal medya platformlarında bu tip ifadelerin yaygınlaşması, engellilik algısının olumsuz bir şekilde ele alındığını ve bu tür söylemlerin toplumsal algıyı nasıl şekillendirdiğini gösterdi. Özellikle avukat Bayram Şahin Aydın’ın da vurguladığı gibi, bu tür yorumların altında yatan dilin “sağlamcı” olduğu ve körlüğün beddua aracı olarak kullanıldığı ifade edildi.
Programda, İdil Bilgen’in başarılarının ve kişisel duruşunun göz ardı edilerek, fiziksel özellikleri üzerinden yapılan değerlendirmelerin yanı sıra, körlük üzerinden yapılan hakaretlerin toplumsal düzeyde kabul edilemez olduğu dile getirildi. Körlük, sosyal medyada bir aşağılama aracı olarak kullanıldığında, engelliliğin bir lanetmiş gibi algılandığı ve körlerin toplumun en aciz gruplarından biri olarak görüldüğü mesajı veriliyor. Bu tür söylemler, engelli bireyleri toplum dışına iten bir zihniyetin göstergesi olarak ele alındı.
Ayrıca, altı nokta körler derneği üzerinden yapılan alaycı paylaşımlar da programda gündeme geldi. “Miss Turkey yarışmasının jürisi körlerden mi oluştu”, ya da “Altı Nokta Körler Derneği mi İdil Bilgen’i birinci seçti?” gibi söylemler, körlükle dalga geçilen bir mizah malzemesi haline getirildi. Bu tür söylemlerin yalnızca körlere değil, aynı zamanda engellilik üzerinden yapılan alaycı yaklaşımların toplumda normalleşmesine katkı sağladığı vurgulandı. Körlüğün bir aşağılama aracı olarak kullanılmasının, toplumsal bir hakaret aracı haline geldiği ve bunun önlenmesi gerektiği ifade edildi.
Programda, engellilik üzerinden yapılan bu tür alaycı yorumların nasıl engellenebileceği de tartışıldı. Özellikle Altı Nokta Körler Derneği’nin bu durumu kendi lehine çevirebilecek bir farkındalık çalışması yapması gerektiği önerildi. Engellilik algısının toplumda daha olumlu bir hale getirilmesi için, bu tür olayların farkındalık yaratmak amacıyla kullanılabileceği dile getirildi. Altı Nokta Körler Derneği’nin bu olumsuz durumu bir fırsata dönüştürebileceği ve engellilikle ilgili daha olumlu bir algı yaratmak için basın açıklamaları yapabileceği belirtildi.
Programın sonunda, engellilikle ilgili toplumsal algının değiştirilmesi ve daha kapsayıcı, erişilebilir bir toplumun oluşturulması gerektiği vurgulandı. Miss Turkey yarışması etrafında oluşan tartışmaların yalnızca fiziksel güzellik ya da yarışmadaki adaletsizlikler üzerinden değil, aynı zamanda bu yarışmaların toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve engellilik algısına nasıl katkıda bulunduğu üzerinden de ele alınması gerektiği belirtildi. Toplumsal değerlerin insani ve ahlaki temellerde şekillenmesi gerektiği, yalnızca yasal düzenlemelerin yeterli olmadığı, ahlaki değerlerin de önemli olduğu dile getirildi.