Türkiye’de engellilerin fiziksel erişilebilirlik sorunları ve çözüm önerileri
Son dönemde engelli bireylerin gündeminde vergi indirimleri ve geçmişte sağlanan ekonomik kazanımların yeniden alınması gibi konular öne çıkıyor. Ancak, unutulmaması gereken önemli bir konu daha var: erişilebilirlik. Bu kavram, fiziksel ve dijital erişilebilirlik olarak ikiye ayrılıyor. Kendi platformumuzda dijital erişilebilirlik üzerine pek çok konuşma yapmış olsak da fiziksel erişilebilirlik de en az onun kadar önemli bir konu. Bu videoda, fiziksel erişilebilirliğin ne olduğu, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacak. Konuyla ilgili değerlendirmeler, Engelli Yaşam Çözümleri Danışmanlığı kurucusu Ali Aydoğmuş’un açıklamalarına dayanıyor.
Fiziksel Erişilebilirlik Nedir?
Fiziksel erişilebilirlik, bir mekânın herkes tarafından eşit ve rahat bir şekilde kullanılabilmesini ifade eder. Türkiye’deki mevzuata göre, kamuya hizmet veren tüm yapılar erişilebilir olmalıdır. Bu kapsama kamu binaları, okullar, hastaneler, kütüphaneler, kafeteryalar ve açık alanlar, yani kaldırımlar, parklar ve bahçeler dahildir. Fiziksel erişilebilirlik, konut kapısından dışarıya adım atılan andan itibaren başlayan bir süreçtir. Amaç, özellikle engelli bireylerin bu alanlardan diğer bireylerle eşit şekilde faydalanmasını sağlamaktır.
Erişilebilirlik Denetim Kriterleri
Erişilebilirlik, belirli standartlar çerçevesinde değerlendirilir. Öne çıkan kriterler şunlardır:
- Rampaların varlığı ve eğimlerinin mevzuata uygunluğu (%6 eğim sınırı).
- Görme engelliler için hissedilebilir yüzeylerin bulunması.
- Cam yüzeylerde az gören bireyler için işaretlemelerin yapılması.
- Kapıların genişliklerinin tekerlekli sandalye geçişine uygun olması.
- Asansörlerde Braille etiketleme ve sesli yönlendirme.
- Engelli bireyler için uygun tuvaletlerin tasarımı.
Bu kriterler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan “Erişilebilirlik Denetleme ve İzleme Yönetmeliği” kapsamında denetlenir.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Erişilebilirlik Standartlarının Tutarsızlığı
Bazı kurumlar, erişilebilirlik standartlarını esneterek kendi kriterlerini oluşturuyor. Örneğin, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) “Turuncu Bayrak” uygulamasında rampalar için %12 eğim kabul edilebiliyor. Bu durum, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın standartlarıyla çelişiyor ve erişilebilirliğin hedeflenen seviyeye ulaşmasını zorlaştırıyor.
Denetim Eksiklikleri
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde kurulan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları’nda denetim süreçlerinde teknik uzmanlık eksikliği büyük bir problem. Özellikle küçük şehirlerde denetimleri yapan komisyon üyeleri yeterli bilgi ve mühendislik donanımına sahip değil. Denetimlerde teknik uzmanlar yerine, memurlar görevlendiriliyor ve bu durum ciddi eksikliklere yol açıyor.
Sivil Toplumun Rolü
Engelli konfederasyonları, yereldeki temsilcilerini yeterince eğitmediği için etkin bir rol oynayamıyor. Çoğu temsilci, görevini sadece formalite olarak görüyor. Bu durum, yerel erişilebilirlik çalışmalarının yetersiz kalmasına neden oluyor.
Cezaların Etkisizliği
Kesilen cezalar, erişilebilirlik eksikliklerini gidermek yerine formalite olarak algılanıyor. Örneğin, bazı kamu binaları ceza ödemeyi erişilebilirlik düzenlemelerinden daha kolay ve maliyetsiz bir yol olarak görüyor. Bu yaklaşım, erişilebilirlik sorunlarının devam etmesine yol açıyor.
Çözüm Önerileri
Teknik Uzmanlık Gerekliliği
Denetimlerin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi teknik uzmanlığa sahip kurumlar tarafından yapılması gerekiyor. Bu kurumlar, mühendislik altyapılarıyla daha etkili bir denetim gerçekleştirebilir.
Sivil Toplumun Güçlendirilmesi
Engelli konfederasyonlarının, temsilcilerini erişilebilirlik standartları konusunda eğitmesi ve bu temsilcilerden düzenli rapor alması büyük önem taşıyor.
Daha Güçlü Yaptırımlar
Erişilebilirlik eksikliklerine yönelik cezai yaptırımların caydırıcı hale getirilmesi gerekiyor. Ayrıca, cezaların uygulanabilirliği ve denetimi sıkı bir şekilde takip edilmelidir.
Erişilebilirlik Bir Bütündür
Fiziksel erişilebilirlik ile dijital erişilebilirlik bir bütündür. Bir kurumun, yalnızca bir alanda erişilebilirliği sağlamış olması yeterli değildir. Erişilebilirlik çalışmalarında, en zayıf halka dikkate alınarak hareket edilmelidir. Özellikle kamusal hizmetlerde, herkesin eşit şekilde faydalanabileceği bir altyapı oluşturulması gereklidir.
Erişilebilirlik, bir toplumun eşitlik ilkesi çerçevesinde gelişmesinin temel göstergelerinden biridir. Fiziksel erişilebilirlik, engelli bireylerin hayat kalitesini artırırken, aynı zamanda toplumsal duyarlılığı da yükseltir. Bu nedenle, sivil toplum, kamu kurumları ve özel sektör bu konuda işbirliği yapmalı ve sürdürülebilir çözümler üretmelidir.
Erişilebilirlik alanında daha fazla ilerleme kaydedilmesi için hem mevzuat hem de uygulamada bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir.