Erişilebilir müze tüm engellilerin hakkı!
Bu söyleşi, Bongo Art’ın kurucusu iç mimar Çiğdem Aslantaş’ın yürüttüğü erişilebilir müze çalışmalarını derinlemesine anlatıyor.
Bongo Art nasıl doğdu?
Aslantaş, sanata yatkın bir ailede, engelli bir amcayla birlikte büyümenin erişimi erken yaşta içselleştirmesini sağladığını; ancak profesyonel yönelişinin Avrupa’daki müze ziyaretlerinde görmeyen bireylerin nitelikli deneyime erişemediğini fark etmesiyle netleştiğini aktarıyor. 2019 sonunda Türkiye’ye dönerek Bongo Art’ı kuruyor. Adı Afrika kökenli “bongo” enstrümanından geliyor ve “sesi takip ederek karanlıkta yol bulma” fikrinden hareketle önce görme engellilere odaklanıyor. Zamanla model genişliyor; işitme, nöroçeşitlilik, fiziksel erişim, çocuklar, yaşlılar, dijital ve sosyal erişim gibi başlıklarda herkesi kapsayan bir çerçeveye dönüşüyor.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görme engellilere yönelik erişilebilirlik düzenlemeleri
Somut örneklerin ilki, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin 100. yılında geliştirilen kapsamlı dönüşüm. Küratörlerle seçilen 22 eserin 3B tarama ve modellemeyle dokunulabilir kopyaları üretiliyor; sesli betimlemelerle zenginleştiriliyor. Müzenin arka bölümünde yaklaşık 300 m²’lik kalıcı bir “öğrenme alanı” kuruluyor. Merkezde dokunulabilir eserler; sağ-solda 6 eğitim atölyesi, 3 sergileme alanı ve bir masal atölyesi yer alıyor. Sikke basımı, tablet (çivi yazısı/hiyeroglif) çalışmaları, restorasyon-konservasyon, neolitik yaşam alanı ve duvar resmi gibi uygulamalı atölyelerle ziyaretçi pasif izleyiciden üretken katılımcıya dönüşüyor. Çalışma kısa sürede okullardan yoğun talep görüyor; “herkes için tasarım”ın engelliler kadar tüm ziyaretçilerin deneyimini yükselttiği teyit ediliyor.
Resim Heykel Müzesi’nde işitme engellilere yönelik erişilebilirlik düzenlemeleri
İkinci önemli adım, işitme engellilere odaklanan Resim Heykel Müzesi. Türk İşaret Dili bariyerleri ve müzelerde işaret dili/yer anlatımlarının eksikliği nedeniyle daha dezavantajlı konumda kalan işitme engelliler için erişilebilir içerik ve anlatımlar geliştirilerek müze bu kitleye “ilk” niteliğinde açılıyor.
Cumhuriyet Müzesi ve Salt Galata Erişilebilirlik Durağı
Üçüncü olarak Cumhuriyet Müzesi’nde görme-işitme engelliler ve otizmli/duyusal hassasiyeti olan bireyler için özel alan tasarımı yürütülüyor. 2025’te ise Salt Galata’da Garanti BBVA desteğiyle “Erişilebilirlik Durağı” kuruluyor. Bu kez yalnızca eserler değil, yapının kendisi ve penceresinden görülen Haliç manzarası dokunulabilir rölyef olarak üretiliyor. Gerçek malzeme dokuları, sesli betimleme, animasyonlar ve çocuklar için işaret dili anlatımlarıyla iki metrelik yenilikçi bir stand deneyimi sağlanıyor.
Bongo Art’ın kurumsal işbirlikleri
Bongo Art geçici etkinlikler yerine kalıcı, sürdürülebilir mekânlara odaklanıyor. Süreç, kamu-özel sektör-STK-akademi işbirliğine dayanıyor. Anadolu Medeniyetleri Müzesi projesinde 126 paydaşla çalışılıyor. Müzelerin yalnızca sanat/arkeoloji değil otomobil, gastronomi, marka, spor gibi ilgi alanlarında da “eğitim ve deneyim” mekânları olduğu vurgulanıyor; “yaşayan müze” anlayışı savunuluyor. Girişimci perspektifle çok sayıda ret alınsa da doğru kurumlarla eşleşildiğinde kalıcı sonuçlar üretiliyor.
Bongo Art’ın gelecek vizyonu veriye dayanıyor
Wikipedia Türkiye ve TED Üniversitesi işbirliğiyle başlatılan “50 Şehir, 100 Müze, 8 Kriter” çalışması Borusan Holding desteğiyle bir dijital platforma dönüştürülüyor. Bu açık kaynaklı platformda ziyaretçiler kendi gereksinimlerine göre arama yapıp rota oluşturabilecek; müzeler ise erişilebilirlik düzeylerini sekiz başlıkta öz-değerlendirme ölçekleriyle ölçebilecek ve iyi örnekleri görebilecek. Kapalı beta için son aşamaya gelindiği, yaygınlaşmayla modelin müzeler tarafından kendi kendine sürdürülebilir kılınmasının hedeflendiği belirtiliyor.
Aslantaş, “birlikte çalışabilme kültürü”nü her alanda erişilebilirliğin anahtarı olarak öne çıkarıyor. Mesaj net: erişilebilirlik, müzeden hastaneye, kütüphaneden hukuka toplumun tüm kurumlarında ortak sorumluluk.