Engellilerin gündemi (47. bölüm)
30 Mayıs – 13 Haziran 2025 tarihleri arasındaki gelişmeleri ele alan Engellilerin Gündemi programının 47. bölümünde, engelli bireylerin yaşamını etkileyen güncel olaylar, kampanyalar, ayrımcılık vakaları ve kamu kurumlarının tutumları değerlendirildi. Program boyunca Kastamonu, Ankara, İstanbul ve Adana’dan gelen olaylar üzerinden sistemsel sorunlara ışık tutuldu. Bu bölüm aynı zamanda engellilik algısına dair toplumsal yönlendirmeleri, iyi niyetli projelerin görünmeyen zararlarını ve hak temelli mücadelelerin ne şekilde ilerlediğini örneklerle ortaya koydu.
Mavi Kapak Kampanyası: İyilik Gibi Görünüp Yapısal Sorun Yaratan Bir Sistem
Bölüm, Kastamonu’da üçüncü sınıf öğrencisi Amine Nur Horuz’un başlattığı mavi kapak kampanyasına odaklanarak açıldı. Amine Nur’un sınıf arkadaşının fiziksel engelli olmasından etkilenerek başlattığı kampanya, bir tekerlekli sandalyenin alınması ve bir dernek aracılığıyla bayram hediyesi olarak engelli bireye verilmesiyle sonuçlandı.
Ancak bu hikâyenin ardında yatan sistemsel problem büyük. Bu kampanyaların arkasında, aslında ambalaj üreticilerinin geri dönüşüm sorumluluğunu bireylere devretmesi yatıyor. Yaklaşık 20 yıl önce çıkan yasal düzenleme, ambalaj üreticilerini belirli miktarda geri dönüşüm yapmakla yükümlü kılmıştı. Bu yükümlülük, zamanla mavi kapak toplama gibi kampanyalarla “gönüllü yurttaşlar” üzerinden çözülmeye başlandı. Dönerciden öğrenciye kadar herkes bu yükü taşımaya başladı — hem de hiçbir ücret veya bilinç düzeyi olmaksızın.
Kısa vadede yardım edilmiş gibi görünse de, bu sistem uzun vadede engelli bireylerin kişiye özel, ergonomik ve dayanıklı sandalye taleplerini karşılamıyor. Çünkü mavi kapak karşılığında alınan sandalyeler çoğunlukla en dayanıksız ve standart modeller oluyor. Bu da hem sosyal devlet ilkesine hem de insan onuruna aykırı düşüyor. SGK’nın kişiye özel sandalye teminini üstlenmesi gerektiği vurgulandı. Kampanyaların, engelli bireylerin “yardım nesnesi” olarak algılanmasına yol açtığı; bunun yerine hak temelli sosyal sorumluluk projelerine yönelinmesi gerektiği dile getirildi.
TİHEK’ten ABB’ye Ankarakart Cezası
Ankara’da engelli vatandaş M.K.G., AnkaraKart başvurularında 65 TL kart ücreti ve 130 TL işlem bedeli alınmasının ayrımcılık olduğunu belirterek TİHEK’e başvurdu. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, bu başvuruyu haklı bularak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne 204.285 TL idari para cezası uyguladı. Gazi ve şehit yakınları gibi diğer gruplara benzer hizmetler ücretsiz sağlanıyorsa, engelli bireylerden bu ücretlerin alınması açıkça eşitsizlik yaratıyor.
Bu olay, Ankara’da engellilerin karşılaştığı daha büyük bir soruna da işaret etti: toplu taşıma araçlarında sesli durak anonslarının yıllardır çalışmaması. Bu sistemin çalışmaması görme engellilerin bağımsız hareketini kısıtlıyor. Belediye ihaleleri bahane ederek çözüm üretmiyor ve bu da vatandaşlarda güvensizlik yaratıyor.
Ayrıca tekerlekli sandalye kullanıcılarının otobüslere alınmaması, rampaların çalışmaması gibi yaygın sorunlar da devam ediyor. TİHEK’in bu konularla ilgili daha önce ceza verdiği bilgisi paylaşılırken, vatandaşların çözüm değil sürekli mazeret dinlediği eleştirisi yapıldı.
TİHEK’ten İBB’ye Rehber Köpek Cezası
İstanbul’da görme engelli avukat Mustafa Keskin’in, İBB’ye ait sosyal tesise rehber köpeğiyle girmesine izin verilmedi. Mustafa Keskin, engellilik temelinde ayrımcılığa uğradığı gerekçesiyle TİHEK’e başvurdu. TİHEK, bu başvuruyu kabul ederek İBB’ye 150.000 TL ceza kesti.
Ancak Keskin, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki benzer bir olayda aynı bir durumla karşılaşmasına rağmen TİHEK’in herhangi bir ceza uygulamamasını eleştirerek, çifte standart uygulandığını ifade etti. TİHEK’in sosyal medyada gördüğü bir paylaşım üzerine, Mustafa Keskin başvuru yapmadan soruşturma açtığı ve kararı AA aracılığıyla duyurduğu belirtildi. Bu durum, şeffaflık ve tarafsızlık açısından soru işaretleri doğurdu.
Emre Taşgın, TİHEK’in kamuoyunu açık ve net bir şekilde bilgilendirmesi gerektiğini savundu. Boğaziçi Üniversitesi’ne ceza verilmemesinin gerekçesi açıkça açıklanmalı, kamuoyunun güveni sağlanmalı.
Göktürk Göleti’nde Engelli Kadına Ayrımcılık: “Burası Size Uygun Değil”
İstanbul Esenler’deki Göktürk Göleti’ne gitmek isteyen bedensel engelli bir kadın, eşinin kendisini araçla bırakmasını istemesine rağmen görevliler tarafından içeri alınmadı. Görevli “Burası size uygun değil, neden geldiniz?” diyerek girişe izin vermedi. Kadın, bu durumu gözyaşları içinde sosyal medyada paylaştı.
Programda bu olay, engelli bireylerin toplumda hâlâ “sadece kendilerine uygun görülen alanlarda” yaşamasının beklendiği anlayışın bir sonucu olarak değerlendirildi. “Burası size uygun değil” cümlesi, okulda, havuzda, parkta, kamu binasında — her yerde engelli bireylerin karşılaştığı sistematik dışlayıcı yaklaşımların bir örneği olarak ele alındı. Olayla ilgili kurumdan henüz resmi bir açıklama yapılmadığı, ancak TİHEK’in bu vakayla da ilgilendiğini duyurduğu belirtildi.
Adana’da Atık Kâğıt Toplayan Görme Engelli Baba ve Sosyal Medyanın Etkisi
Adana’da görme engelli Ali Dağ’ın küçük kızıyla birlikte sokaklarda atık kâğıt topladığı görüntüler sosyal medyada gündem oldu. Olay sonrası önce Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, ardından Vali Yavuz Selim Köşger aileyi ziyaret etti. Ali Dağ’ın göz rahatsızlığı için tedavi başlatılacağı, ardından kendisine kalıcı bir iş sağlanacağı açıklandı. Evleri onarıldı, çocuklarının eğitimi için destek sözü verildi.
Ancak programda bu sürecin sosyal medya olmadan gerçekleşmeyeceği vurgulandı. “Biz sosyal medya olmasa da ilgileniyorduk” şeklindeki açıklamalar samimi bulunmadı. Engelli maaşı ve sosyal desteklerin hâlâ temel ihtiyaçlara yetmediği belirtildi. Bu olayda asıl konuşulması gerekenin bireysel yardımlar değil, sistemin kendisi ve sosyal politika eksiklikleri olduğu vurgulandı.
Program, medya temsilcilerine de bir çağrıyla kapatıldı. Engelli haberlerinin ajitasyon içermeden, insan onurunu gözeten bir dille aktarılması gerektiği, bu konuda örnek habercilerin artmasının önem taşıdığı dile getirildi. Son olarak, yerelde yaşanan bu olayların aslında Türkiye’deki engellilik politikasının genel resmini ortaya koyduğu belirtildi.