|

Hamdi Kellecioğlu Anlatıyor: Yapay Zekâ, Robotlar ve İnsanlığın Geleceği

 

Bu programda yapay zekânın hayatımızı nasıl dönüştürdüğü, robot teknolojileri ve protezlerin  gelecekte engellileri nasıl etkileyeceği konuşuldu. Konuk bilim iletişimcisi Hamdi Kellecioğlu, popüler bilim ve teknoloji yayınlarından tanınan bir isim olarak bu gelişmeleri aktardı.

 

Yapay zekâyı kullanmayanlar geride kalacak mı?

Pandemi sürecinde öğretmenlerin teknolojiye direnç göstermeleri, ancak sonrasında teknolojik dönüşüme uyum sağlamak zorunda kalmaları hatırlatıldı. Bugün benzer bir sürecin yapay zekâ için yaşandığı, yapay zekâyı kullanmayanların geride kalacağı vurgulandı. Yapay zekânın önceki sanayi veya elektrik devrimlerinden farklı olarak doğrudan insan zekâsını taklit etmesi nedeniyle yaşamın her alanında daha köklü değişimler getireceği ifade edildi. ChatGPT gibi araçların yaygınlaşmasıyla birlikte yatırımcıların bu alana milyarlarca dolar aktarması, sektörün hızla büyüdüğünü gösteren en önemli işaretlerden biri olarak paylaşıldı.

 

Yapay zekâ hangi meslekleri değiştirecek?

Yapay zekânın iş hayatına etkileri de tartışıldı. Çağrı merkezi çalışanlarının, kasiyerlerin veya sürücülerin işlerini kaybetme riski olduğu, bunun yanı sıra doktor ve avukat gibi yüksek nitelikli mesleklerin de etkileneceği söylendi. Yapay zekâ bir işi tamamen yapmasa bile aynı işi daha az insanla yapılabilir hale getirdiği için iş kayıplarına yol açabiliyor. Bunun yanında, insanların işlerini daha verimli yapmalarına da katkı sağladığı belirtildi.

 

Yapay zekâ insan zekâsını geriletiyor mu?

Teknolojinin gelişiminin doğrusal değil, katlanarak arttığı hatırlatıldı. Google Translate’in ilk yıllardaki başarısız çevirilerinden bugün geldiği noktaya bakıldığında, yapay zekânın kısa sürede ulaştığı ilerleme gözler önüne serildi. ChatGPT’nin görsel tanıma, betimleme ve mantıksal çıkarımlar yapabilme yetenekleri, görme engelliler açısından da önemli imkânlar sunuyor. Ancak bu gelişmelerin insan zekâsını köreltebileceği yönünde kaygılar da dile getirildi. Eğer insanlar düşünme ve üretme çabası yerine tüm işleri yapay zekâya bırakırsa, fiziksel aktivitenin eksikliğinde kasların körelmesi gibi, beynin de gelişimi yavaşlayabilir.

 

Yapay zekâ ve robotların birleşimi

Yapay zekâya dayalı “ajan modları” sayesinde internet sitelerine girmeden alışveriş yapılabilmesi, kişisel asistanların hayatımıza yerleşeceğinin işareti olarak anlatıldı. Otonom araçların, robot teknolojilerinin ve giyilebilir cihazların birleşmesiyle çok daha kapsamlı dönüşümler yaşanacağı vurgulandı. Robotların ev işlerinden hasta bakımına kadar birçok alanda kullanılmaya başladığı, Çin ve Amerika’nın bu yarışta önde olduğu belirtildi. Yakın gelecekte evlere girecek ucuz ve işlevsel robotların gündelik hayatı daha da değiştireceği söylendi.

 

Protezler engellileri siborg mu yapacak?

Protez teknolojileri de geleceğin önemli konularından biri olarak ele alındı. Yapay zekâyla entegre çalışan protezlerin sinir uçlarına bağlanarak neredeyse gerçek bir uzuv gibi işlev görmeye başladığı aktarıldı. Exoskeleton (dış iskelet) teknolojileriyle askerlerin ve işçilerin ağır yükleri kolayca taşıyabildiği örnekler verildi. Bu gelişmeler yalnızca engellilerin hayatını kolaylaştırmakla kalmayacak. Engelli olmayan bireylerin de kendi kapasitelerini artırmak için bu teknolojilere başvuracağı öngörüldü. Böylece insan ve makinenin birleştiği “cyborg” bir geleceğin mümkün olacağı ifade edildi.

 

Neuralink Projesi engelleri kaldırır mı?

Neuralink’in deneyleri bu alandaki en somut örneklerden biri olarak aktarıldı. Felçli veya ALS hastalarının beyinlerine yerleştirilen çiplerle bilgisayar kullanabildikleri, konuşma engeli yaşayanların ise yapay zekânın sentezlediği seslerle iletişim kurabildikleri anlatıldı. Görme ve işitme engelliler için geliştirilen çözümler de uzun vadede engelliliğin ortadan kalkabileceği umudunu doğuruyor. Ancak bu çalışmaların etik boyutları, umut sömürüsü ihtimali ve devletlerin sıkı denetim ihtiyacı da tartışıldı.

Yapay zekânın yalnızca mekanik değil, biyolojik alanda da devrim yaratacağına değinildi. Genetik müdahaleler sayesinde işitme engelinin kısmen ortadan kaldırılabildiği deneylerden söz edildi. Yapay zekânın ilaç geliştirmede yıllar sürecek araştırmaları günler içinde tamamlayabildiği örnekler paylaşıldı. Tüm bu gelişmelerin, önümüzdeki 10–20 yıl içinde insanlığı büyük bir dönüşüm dönemine sokacağı; ilk başta sancılı olsa da uzun vadede bolluk ve verimlilik çağına kapı aralayacağı öngörüldü.

Programın son bölümünde; yapay zekânın, robotların ve biyoteknolojinin birleştiği bir geleceğe doğru ilerlediğimiz, bu süreçte herkesin teknolojiyi hayatına entegre etmesinin kritik olduğu vurgulandı. Direnenler geride kalırken, bu araçları kullananlar bir adım öne geçecek. Engelliliklerin büyük ölçüde ortadan kalkabileceği, hatta insan yeteneklerinin daha da ötesine geçilebileceği bir döneme doğru gidildiği, ancak bu sürecin etik, toplumsal ve kişisel tercihler açısından da birçok tartışmayı beraberinde getireceği dile getirildi.

Paylaş: