Engellilerin gündemi (48. bölüm)
Engellilerin Gündemi programının 48. bölümü, 13 Haziran ile 27 Haziran 2024 tarihleri arasında engellilik alanında Türkiye’de yaşanan önemli yasal, toplumsal ve yerel gelişmeleri kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Engelliler İçin ÖTV Muafiyetinde Anayasa Mahkemesi Kararı
2024’ün sonlarından itibaren ÖTV muafiyeti, engelliler için en tartışmalı konulardan biri haline geldi. ÖTV muafiyetinden yararlanılarak alınan araçları yalnızca iki kişinin kullanabileceği ve bu kişilerin isimlerinin bildirilmesi gerektiği şeklinde bir düzenleme yapıldı. Özel tertibat taktırılarak alınan araçları başkalarının kullanması da engellendi. ÖTV muafiyetli araç alımı için 5 yıl olan süre 10 yıla çıkarıldı. Ayrıca %40 yerlilik şartı getirildi; bu durum özellikle akülü sandalye kullanan bireylerin ihtiyaçlarına uygun araçlara ulaşmasını engelledi.
Bu sınırlamalar hukuki itirazlara neden oldu. Antalya Vergi Mahkemesi’nin başvurusu sonucu Anayasa Mahkemesi, %90’ın altında engelli raporuna sahip bireylerin, araçlarını kendileri kullanamıyorlarsa ÖTV muafiyetinden yararlanamamalarını anayasaya aykırı buldu.
Bu karar, aracı kendisi kullanamayan bireylerin bir sağlık raporuyla bu durumu belgelendirmeleri halinde, ÖTV muafiyetinden yararlanmasının önünü açtı. 9 ay sonra yürürlüğe girecek olan bu düzenleme ile önemli bir eşitsizlik ortadan kaldırılıyor.
Süreli Engelli Raporlarının Yenilenmesi Gerekiyor
Pandemi sürecinde geçici süreli raporların süresi uzatılmıştı. Ancak bu uzatmalar artık sona eriyor. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun açıklamasına göre ÇÖZGER (Çocuklar için Özel Gereksinim Raporu) ve engelli sağlık raporları 12 ayda bir, ilaç raporları ise 9 ayda bir yenilenecek. MHRS sistemi üzerinden yaklaşık 700.000 kişiye rapor süresinin dolduğu ve yenileme gerektiği bildirilmiş durumda. Bildirim gelen kişilerin süre dolmadan yenileme işlemini gerçekleştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde hak kayıpları yaşanabilir. Programda özellikle EKPSS örneği üzerinden, süreli raporu olanların sınava başvursalar bile atama aşamasında rapor süreleri dolduysa atanamayacakları ve bunun ciddi mağduriyet yaratabileceği vurgulanıyor. Bu nedenle engelli bireylere rapor süresi bildirimlerine karşı duyarlı olmaları ve gecikmeden işlem yapmaları gerektiği çağrısında bulunuluyor.
Dijital Erişilebilirlik İçin Yeni Dönem
Web Siteleri ve Mobil Uygulamaların Erişilebilirliği Genelgesi, Türkiye’de dijital erişilebilirlik alanında önemli bir dönüm noktası oldu. Programda bu gelişme, erişilebilirliği ülke politikası haline getirmek adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak uygulamanın denetlenmesi ve sürekliliğinin sağlanması için kurulacak izleme ve danışma komisyonlarının etkinliği büyük önem taşıyor. Ayrıca bu sürecin, yıllardır yürütülen sivil toplum mücadelesi sayesinde hayata geçirildiği ifade edilerek bu mücadelede yer alanların katkısı vurgulanıyor.
Kapsayıcı Türkçe Dil Sınavları Çalıştayı
Ankara’da ÖSYM, MEB, Türk Dil Kurumu ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen çalıştay, yabancı uyruklu bireyler için uygulanacak Türkçe dil sınavlarını erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyor. Türkiye’de ÖSYM tarafından ilk kez dört dil becerisini (dinleme, konuşma, okuma, yazma) ölçen dijital Türkçe sınavı yapılacak. Sınav henüz başlamadan önce engelli bireyler için erişilebilirlik kriterlerinin belirlenmesi amaçlandı. Çalıştayda 7 ayrı masa oluşturuldu ve her biri farklı engel grubunun sınavlara erişimi için öneriler geliştirdi. Görme engelliler masasında yer alan Emre Taşgın, önerileri arasında ekran okuyucu yazılımlarla uyum, Braille kitapçıklar, ek süre gibi unsurları sundu. Taşgın açılış oturumunda EGED Kurucu Başkanı olarak yaptığı konuşmasında, E-YDS sınavının erişilebilir hale getirilmesinde Eğitimde Görme Engelliler Derneği’nin ve kendisinin oynadığı rolü aktardı. Öte yandan Yunus Emre Enstitüsü’nün Braille çözümler sunduğu, ek süre konusunda esnek davrandığı ve görme engellilere yönelik olumlu adımlar attığı da ifade edildi. Bu çalıştay, henüz uygulanmaya başlamamış bir sınav için önleyici ve hak temelli erişilebilirlik politikalarının gündeme gelmesi açısından öncü bir adım olarak nitelendirildi.
Gaziantep’te Görme Engelli Çocuk ve Medyada Körlük Söylemi
Gaziantep’te 14 yaşındaki görme engelli Esma Nur Esen ve babası hakkında yapılan bir haber ele alındı. Haberde kullanılan “karanlık dünyasına ışık oldu” gibi ifadeler, görme engellilikle ilgili basmakalıp ve olumsuz çağrışımlı dilin bir örneği olarak eleştirildi. Programda “karanlık” metaforunun artık terk edilmesi gerektiği, kör bireylerin dünyasında ‘karanlık’ gibi bir negatiflik bulunmadığı, haber dilinin engelliliğe dair olumlu, güçlendirici ve saygılı bir biçimde yeniden yapılandırılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca babanın özverisi takdir edilse de çocuğun bağımsız yaşam becerilerinin geliştirilmesinin önemine dikkat çekildi. Aşırı korumacılığın çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebileceği, örneğin yemek yeme veya dışarı çıkma gibi günlük yaşam becerilerinin çocuğun kendi başına yapabileceği şekilde desteklenmesi gerektiği belirtildi. GAP Görme Engelliler Okulu’nun taşınacağı haberine de değinilerek, okulun izole bir yere taşınmasının sosyal adaptasyon açısından zararlı olabileceği ifade edildi.
Bursa’da Otobüs Şoförünün Engelli Yolcuya Saygısızlığı
Bursa’da bir halk otobüsü şoförü, engelli bir yolcuya rampayı açmasına rağmen yardım etmemiş; yolcuların yardım girişimlerine sinirlenerek hakaret etmişti. Programda olay detaylı şekilde ele alındı. şoförün “Burası senin babanın malı mı?” gibi ifadeleri kullandığı, yardım etmeyi deneyen yolcularla da tartışmaya girdiği, bu gibi olayların sistematik hale geldiği ve yalnızca Bursa ile sınırlı kalmayıp Türkiye’nin birçok yerinde yaşandığı vurgulandı. Engelli yolcuların ücretsiz seyahat hakkı karşılığında otobüs firmalarına yapılan ödemelerin yetersiz olması, şoförlerin zaman baskısı ve yetersiz farkındalık düzeyleri gibi durumlar, bu tür olayların yaşanmasına gerekçe gösterildi.